Mehmet Gür

Mehmet Gür
@mehmetgur92
Şiir yazan adamlar biraz şey olurmuş, biraz şeyiz işte Wattpad: mehmetgurr92
4 July
3 reader point
Joined on February 2024
Hayallere sıkılmış bir kurşun değil midir oysa ki her elveda Hüznün kapladığı her sonbahar gibi Issız rüzgarların yalnızlığı sensizlikten esinlenirken Gücü tükenmiş bir kaç dizeden ibaret midir yaşam Kaç ruhu eskitti bilinmez bu soğuk ve bi o kadar karanlık sokaklar Kaç gündüzü kararttı, kaç yaprağı sararttı bu hissizlik Kaç bakışın elinden aldı yaşama sevincini Ne saniyeleri saatlere, saatleri senelere çevirdi Bir çocuğun elinden oyuncağını almak kadar can acıtıcı Taş duvarlar arasına hapsolmuş duyguların ötesinde bi yaşam Bilinmezlerin içinde bilmişlik taslıyor bu gece ölüm Bir tutam sensizlik serpiştirilmiş tüm sayfalara Mehmet Gür
Reklam
Senin yokluğunda inan ki ölülerden daha ölümlü bir yerdeyim
O çiçeğin açmasını beklemekten ibaret ömrüm

Reader Follow Recommendations

See All
Bir gün uçuruma gidersem eğer Don Ritche gelse dahi beni döndüremez
Var mı yeryüzünde daha karanlık bir zindan Yahut daha acı yüklü bir ceza sensizliğe mahkum olmaktan Tüm geceler mi kasvet Tüm kaldırımlar mı hasret Tüm yıldızlar mı sayıklar adını Bir mevsimin içinde saklı aşk Öyle narin, öyle yorgun, öyle benden uzak Buz kesmiş bedenim temmuzun ortası Kan ahenkle dans ederken gözlerimde Ruhumun iliklerine işlerken gülüşlerin Batıyor hayallerimi taşıyan fırkateynler Sensizlik kusuyor yine tüm şehir Kulaklarımda çığlıkları yankılanır Gel, gelde yüreğim dinsin artık Umutlarım bir tek gözlerini tanır Mehmet Gür
Reklam
Bilirim, yok bana ıssız çöllerden farkın Çalmaz kulağıma hasretten öte bi şarkın Ne hayaller gömdüm gece köşesinde o parkın Yokluğunda karanlık mezarlar evim barkım Hasretinle geçen her saniyeyi bir bir saydım Yaşamak günahına artık kalmadı kaygım Kuluna başka azabın yok muydu Tanrım Dört duvardan ötesine tükendi saygım Kıyına vurduğumdan bu yana kayıbım Olmazlara sevdalanmak mıydı ayıbım Her şeye dimdik gülüşlerine zayıfım Ruhum urganda asılı hala başında Mayısın Mehmet Gür
"Aşkın denizinde akıl dalgaları durulur. İmtihan bu ya? Balığın gönlü çöle vurulur!”
Bir fırtına kopar ıssız ve sessiz gönüllerde Canı yakar, kimsesizlik bırakır hayallere Boş odada duvarlarla dost olur insan Sen bilir misin aynalarla ne de güzel edilir sohbet Yoksa senin gülen gözlerini görememek midir en acısı Yalnız kalmak, yarım kalmak mıdır aşkın mükafatı Kafaya sıkılan bir kurşundan ibaret midir intihar Umutların intiharı değil midir yoksa gözyaşları Kervan geçmez sokaklar bile haykırır semaya Bu kaçıncı dilek hatrımda değil inan seni dilediğim fezaya Bir kuşun kanat çırpışındayım bazen, bazen tatlı tatlı esen bir yeldeyim Senin yokluğunda inan ki ölülerden daha ölümlü bir yerdeyim Mehmet Gür
Kaç güneş var göğüs kafesimin içinde Bir can böyle yanar mı Cehennemin bir zerresi mi düştü yoksa ruhuma Bir heves böyle kalır mı kursakta Kaç fezayı kararttı bu ayrılık Ufacık dahi bir ışık yok Tüm yollar karanlık, tüm mezarlar sessiz yine Kaç kainatın yükü var omuzlarımda Hangi kanla boyadı sensizlik gözlerimin beyazını Her gece sıçramak uykulardan Her güne yorgun bir kalple uyanmak Kelimeler yetmiyor, ilaçlar yetmiyor, sanırım hepsi faydasız Gözlerimi kapıyorum sürekli seni düşleyerek Açtığımda karşımda belirmeni bekliyorum Yalnızlık şiddetli bir tokat gibi iniyor yüzüme Ruhumu kaybettiğimi işte o zaman anlıyorum Mehmet Gür
Oysaki yaşamayı çok istemiştim, çölün ortasında bir filizken...
Reklam
"Ama yine de minicik bir şansımız olabilir.” dedi. “Umut fakirin ekmeği. Öyle değil mi, Charlie?”
Önce dünyam karardı, gökyüzüm Sonra hayallerim karardı Gündüzüm karardı birden Daha sonra ruhum Gittikçe karardı Seni yazdığım satırlarım, gözaltlarım Şarkılarım karardı, karardı gittikçe Kayboldu gülüşlerim, sokaklarım karardı Karardı çiçeklerim, solgun papatyalarım Kayboldu birden herşey Görüntüler karardı Varlıklar yitirdi anlamlarını Sana gelen yollar karardı Çiçekler, çocuklar ışık saçardı Yokluğunda onlarda karardı Yaşama isteğim vardı Beni sevdiğin kadardı Sen gittin gideli inan oda karardı Mehmet Gür
Şu kadar gün, şu kadar mevsim geçti demek isterdim senden ayrılalı Lakin senden sonra herşey anlamını yitirdiği gibi zamanında anlamı kalmadı Geceler yuttu gündüzleri, her yer karanlık ve her mevsim sonbahar Çiçekler soldu, yapraklar sarardı, Unutursun demiştin, Alışırsın demişlerdi, Tükenirim sensiz demiştim Unutamadım, Alışamadım, Ama tükendim sensiz 210 gün, 28 hafta veya 7 ay Her şey silik bir hal almaya başladı hafızamda Her şeyi unuttum, Lakin ne seni, ne de sensiz geçen bir saniyeyi unutmadım Mehmet Gür
Hangi günahın bedeli olabilir ki yaşadığım bu duygular Daha kaç kez intiharın kıyısından döndürebilir Neden yalnız bırakılır ki bir insan Ölmekten değilde yalnızlıktan bu kadar korkarken Yoksa Tanrı merhameti bir tek bende mi yarattı Sevmek bedenime has bir duygu muydu Birinden çekip gitmenin cinayetten farkı var mıdır Kaç duyguyu öldürürsün, kaç umudun boynuna urganı geçirirsin Kuluna bu denli mi öfkelisin Tanrı'm Gücüm tükendi dedikçe kapından boş çevirirsin Vardır elbette her yaşadığımın bir hikmeti Lakin bitkinim, kalmadı hiç yaşamaya hevesim Ateşin gölgesi kadar mutlu, mezardakiler kadar yalnızım İçimde bi yangın var, güneşi ısıtacak kadar büyük Mevsimler hep sonbahar, sanki aylar hep kasım Azrail bu kez hayallerime değil, bedenime uğrasın Mehmet Gür
Şu biçare başörtüsü; Yakışır mı kimseye daha güzel senden başka Şu gören gözlerim; Bilir mi daha alasını senden başka Şu işiten kulaklarım; İşitir mi bir ses daha narin senden başka Şu garip gönlüm; Sevdalanır mı kimseye daha güzel senden başka Ve bu ruhsuz şair; Yazar mı satırlar artık kimseye senden başka Mehmet Gür
124 öğeden 106 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.