Kelimatın ve fikriyatın asla özgür olmadığı, hatta doğruyu söyleyen seslerin bile kıstırıldığı, bu aslında küçük, fakat kocamanlığının dayatılmasıyla başımıza yıkılmasından korku duyduğumuz dünya...
Tuğba Önder
Mekan, Kültür ve Edebiyat Dergisi, 2019/Sayı 10
Pedofili hakkında hep olumsuz düşünmüşümdür. Ama Leon filmini izlerken 'keşke Leon (46) ve Mathilda (13) ile bir süre bekleyip daha sonra birlikte olsalardı' dedim.
Aynı şekilde La Case De Papel dizisinde, Rio (18) ve Tokyo'nun (35) ayrılmaması gerektiğini düşünmüştüm. Hatta 'bir süre sonra diziyi sadece onlar için izlemeye devam ettim'
Stefan Zweig yine bildiğimiz gibi; akıcı kalemiyle ve de sürükleyici üslubuyla, minimum sayfalardan oluşan kısacık öyküleriyle, gerek hikayesiyle gerekse olay örgüsüyle insanı çok da yormayan, kafamız için fazla efor sarf etmemize gerek bırakmayan, mamafih kitaplarındaki başarılı karakter ve mekan tasvirleri ve psikolojik çözümlemeleriyle de
Zaten saatle insanı birbirinden pek ayırmazdı. Sık sık, "Cenab-ı Hak insanı kendi sureti üzre yarattı; insan da saati kendine benzer icat etti..." derdi. Bu fikri çok defa şöyle tamamlardı: "İnsan saatin arkasını bırakmamalıdır. Nasıl ki, Allah insanı bırakırsa her şey mahvolur!" Saat hakkındaki düşünceleri bazen daha denileşirdi: "Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!"
Cennet-mekân Mehmed Zahid Kotku Hocamız hazretleri, Allah derecesini âlâ eylesin; "Evladım, rızık insanın boğazından geçendir, kasasında duran değil!" derdi.