"Melamilik" diye bir kavram duydunuz mu hiç?
Beni anlamak için bu kavramı biraz irdelemenizi rica ediyorum. Elbette sadece Melami olarak tanımak doğru bir yaklaşım olmaz. Fakat insanların benimle ilgili söylediği sözlere gülerek geçtim hep. Kural tanımadım pek, içimden geldiği gibi yaşadım. Bütün mal ve mülk tutkunluğuna karşı protesto biçimim de buydu benim.
Reklam
Mazhar-ı feyz olamaz düşmeyince hâke nebât Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür. Tevazu ve mahfiyet, gönül cevherinde samimiyet ve ihlas sırrının tezahür etmesine ciddi bir zemin hazırlar. Halkın naza- rında büyük görünmekten vazgeçip, Hakk'ın dergahında makbuliyetin talibi olmak, ihlas nişanıdır. Ehlullahtan niceleri var dır ki, şöhret åfetine düçar olmamak için kendilerine yönelen teveccüh ve iltifatı kesme adına, halk nazarında kendilerini sıradan gösterecek bazı hal ve tavırlara tevessül etmişlerdir. Hatta öyle ki bunu meşreb edinen "Melâmilik" adıyla tasavvufî bir ekol bile doğmuştur.
Hikmet Arayışları
Hikmet Arayışları
Melamilik
Dervişin Allah'a dostluk yolunun üç aşamasıanlatılur: Tevhid-i ef'ål, tevhid-i sıfât, tevhid-i zât... Tevhid-i ef'ål, bütün işlerin ve hayat denen olaylar zincirinin aslında Allah'ın eseri olduğunu unutmamaktır. Yağmurun yağı- şından ölüme kadar her şey böyledir. Derviş her işi Hak'tan bil- meyi öğrenince işleri birlemiş olur. Tevhid-i sıfât, bütün sıfatların aslının Allah olduğunu gör- mektir. Yağmurda, karda, yazda, kışta, içte, dışta, kendinde, öte- kinde, kuvvette ve zaafta Allah'ı görmek esastır. Derviş bu birleme yolunda aslında kendini de birler. Şeffaf bir varlık olur. Nefsinin artığından arınır. Benlik perdesi aralanır, ruhunu göstermeye başlar. Benlik aradan çıkar. Nefsi ile ruhu birleştiği gibi, insan da Mevlâ ile birleşir. Böylece yaradılış gayesine erişir. Bu yolda çoğu insanın söz olarak tekrarladığını o yaşamaya başlar: "Lâ mevcûde illâ Hû." Yani, Allah'tan başka hiçbir varlık yoktur. Bu şekilde tevhid-i Zåt mertebesi gerçekleşir. Melâmî dervişi her olanı Allah'tan bildiği için hoşgörü sa- hibidir. Fakat bu hak ile bâtılı, doğru ile yanlışı birbirine karış- tırdığı anlamına gelmez. Çünkü hayır Allah'tan, şer ise insanın nefsinden gelir.
Sayfa 167Kitabı okudu
196 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Melamilik ve Bektaşilik
Anadolu topraklarında yaşayıp bu halkın nasıl hor görüldüğüne şahit olmayan yoktur. Ne tuhaf bizim coğrafya ayrışmak konu olduğunda en ufak zerremize kadar bölünebilir oluşumuz, hikayelere inanarak karar verişimizi tercihlerimizi hiçbir zaman anlayamayacağım galiba. Atalarımızın bir sürü güzel meziyete sahip olmasına rağmen, evlatlarını, torunlarını saçmalıklara doldurma konusunda ne kadar da marifetliler. İyilikten başka bir şey barındırmayan bir öğreti Bektaşilik, sanılanın aksine. Mis gibi Anadolu insanı kokar Aleviler. Tarih bilgisinin aydınlatma sorumluluğu olan ancak gerekli ehemmiyetin gösterilmediği konulardır: Efendimizin vefatından sonra olanlar ve bizi utandıran hadiseler. 1975 yılında basılan eser benden bir yaş büyük olması sebebiyle saygıyla okudum :) Dili elbette eski usul ayni ben ve akranlarım gibi... Keyifli okumalar, incelememi okuduğunuz için teşekkür ederim
Melamilik ve Bektaşilik
Melamilik ve BektaşilikCavit Sunar · Anadolu Aydınlanma Vakfı · 20034 okunma
Asalet
§ "Dâr vaktinde imdadına yetişen kimse asîldir." §
Sayfa 108 - A.Ü YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ber = İle Farsça .....Prof.Dr.Cavit Sunar
§ "Erkanlar tamam, meydanlar berkıyam, muhabbetler berdevam ola!..." §
Sayfa 93 - A.Ü YayıneviKitabı okudu
Ölüm söz konusudur.
§ "Ayin-i Cem özellikle, Haşr ve Neşr'den sonra insanın Allah'a kavuşmasını ve bütün benliklerin ortadan kaldırılmasını sembolize eder. Ayin-i Cem, bu bakımdan da özellikle ( Şamanizm)i aksettirir." §
Sayfa 70 - A.Ü YayıneviKitabı okudu
Arif olmak kolay mı!
§ "Arif isen insana karış , yoksa nadan gibi yavanlara karışma." §
Sayfa 63 - A.Ü YayıneviKitabı okudu
Bektaşîlik
§ "Nakşiyye ve Bektaşiyye silsilesinde tarikat bağı Bayezid-i Bistami'dir ki bu zat da ruhaniyet bakımından İmam Cafer'e dayanır." §
A.Ü YayıneviKitabı okudu
Reklam
Muhammed (isim olarak)
§ "(Muhammed) kelimesindeki birinci (Mim) imkân mimi, ikinci (Mim) de Şükran mimidir. Geri kalan (H ve D) harflari de vâhidiyete işarettir. Bu iki harf nokta ile, yani Allah kelimesinin (Elif)i ile (A,H,D) olur ki Zat-ı Ahadiyettir. Bu ahadiyete, yani (A,H,D) ye imkân (Mim)ini de eklersek (A,H,M,D) yani (Ahmed) olur." §
Sayfa 21 - A.Ü YayıneviKitabı okudu
Melami öğretisi
§ "Tanrı ahlakı ile ahlâklanmak ve Tanrı sıfatları ile sıfatlanmak ve bu suretle de kalbi ilahi nur ile aydınlatmak ile mümkündür. Ruh Tanrı nurundan bir kıvılcımdır. Bilmek, hakikati anlamaktır; Bulmak, açık ve seçik olarak onu görmektir; Olmak da ikiliksiz birliğe ulaşmaktır." §
Sayfa 19 - A.Ü YayıneviKitabı okudu
§ "Biz maarif tacıyız, iklim-i dil sultanıyız. Yol biziz, erkan biziz, devran biziz, dem biziz. Kadrimiz takdir-i Hak'tır, kim inkar eylemiş ? Sureti âdem çok amma Hazret-i Âdem biziz." §
A.Ü YayıneviKitabı okudu
Abdülbâki Gölpınarlı
Asıl adı Mustafa İzzet Bâkî olan Abdülbaki Gölpınarlı Edebiyat tarihçisi ve çevirmendir. Gölpınarlı, 12 Ocak 1900 tarihinde dünyaya geldi. Abdulbaki Gölpınarlı’nın cedleri Kafkas kökenli Vubh veya Ubıh Çerkeslerindendir. Gazeteci olan babası Ahmed Agâh Efendi, Mevlevî idi. Gelenbevî İdâdîsi’nin son sınıfındayken babasını kaybetti. Tahsiline ara
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.