Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
- Sırt sırta binalardan gökyüzünü göremez olduk. Binalar uzadıkça gökyüzü küçüldü. Maviye hasret kaldık. Yeşil, bizden uzağa düştü. Yeşil, ormanda kaldı; kuşlar yuvalarında. Telefonlar konuşunca insanlar sustu. Dostluklar hasrete takılı kaldı. İnsanlık, imkanlara yenik düşmemelidir. Hayatımızı kolaylaştırmak için var olan teknoloji; sevgi için, dostluk ve insanlık için daha çok zaman ayırmaya vesile olmalıdır.
Reklam
-Totoca, yeni eve ugradin mi? Hayir. Ya sen? -Firsat buldukça gidiyorum. Minguinho'nun iyi olup olmadigini öğrenmek için. -Güldü ve Ayisigi'nin yeni gövdesi olmasi gereken sopayi yontmayi sürdürdü. -Mnguinho da neyin nesi? Benim şekerportakalıfıdanım. -Ona çok uygun bir ad bulmuşsun. Kendine böyle isler bulmakta üstüne yoktur, iyi mi
Sayfa 45 - can
Nietzsche iri gözleriyle, meraklı bir çocuk gibi konuşulanları dinliyormuş izlenimi verir. Fakat o, birkaç cümleyle konuşmalara iştirak edip kendi uçurumundan atlama düşüncesiyle meşguldür. Elinde dağ keçisinin derisinden yapılma bir kırbaç vardır. Kırbacı, bir cellat gibi havaya doğru kaldırır ve ılık zemine doğru bir kez sallar. Ve şu cümleler dilinden dökülür: Jiletime yeltendiğimde yaram sustu sustu sustu, ve ben, görmesin diye kanını, kulağını kestim. Ben kandırıldım! Ama ölen ben değildim. Kendime yakınlaşarak hep daha çok kaybetmek için yaşadım: ‘’Ben hep denedim. Hep yenildim. Gene denemdim ve gene yenildim. Daha iyi yenildim!’’ ah Beckett, adamım benim! Miller, Kierkegaard, Ducasse, Schopenhauer! Sizleri de seviyorum. Uçurumları sevenin kanatları olmalı değil mi? Oysa sen benim kollarımı görmezlikten geliyorsun! Kaybetmek uçurumsa, kanatların nerede? Yok, avucumdan uçuyorsan sevgili melek, neden kollarımı görmezlikten geliyorsun! Neden bana en büyük armağanı sunuyorsun! Neden, benden bir deha, bir kahraman, bir ozan ya da bir aziz yaratıyorsun! Ah, oysa şunu anlayamıyorsun: İnsan deli gömleğinin içindeyse aklın hiçbir yararı yoktur. Ama söylendiği gibi: ‘’Mais, comme on dit, les femmes nant ni gaut, ni degaut.’’ Kadınlar böyledir…
İkisi de yalan söylediklerini biliyordu, yalan söylüyorlardı ve neden yalan söylediklerini bilmiyorlardı. Nedenini bilemiyorlardı; ama yine de yalan söylüyorlardı ve yalan söylediklerini biliyorlardı.
202 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bolca betimlemelere yer verilen bu kitapta 2. Dünya Savaşı sonrası yurtsuz kalmış, bir ekmeğe bile muhtaç olan, acılar içinde yaşayan insanların hayatlarına kısa bir süreliğine uğruyorsunuz.Bu kadar acı içinde yine de ufak mutluluklar ve aşk da var tabi.. Mutlaka okumalısınız diyemesem de elinizde varsa okumak birsey kaybettirmez diyebilirim. Her kitap gibi size birseyler katacaktır :)
Melek Sustu
Melek SustuHeinrich Böll · Can Yayınları · 200412 okunma
Reklam
Melek Eda Alanson
Sığlıktan yorulup şarap içenleri küçümseyen Gözleri bir aktör gibi bakan Eksik edebiyatıyla çıkageldi Sonra kibarca sustu Bir hastalıkmış gibi sevdi kendini Gördü Buldu Söndü Sonra siyah bir nokta oluverdi retinamda Hayal gücü kopuk oluyor Tayland yollarında
Sayfa 37
144 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.