12 Eylül 1980’den önce, halka malolmuş politik müzisyenler vardı. Cem Karaca, Melike Demirağ, Timur Selçuk gibi birçok müzisyen devrimci şarkılar söylüyordu ve gündemdeydi. 12 Eylül 1980'le birlikte Türkiye'de politik pop yapan isimlerin çok önemli bir bölümü ya yurtdışına gitti ya da hapse girdi. 80'lerin başına politik müzik adına dinlenenler ise el altında gezen Zülfü Livaneli ve Cem Karaca gibi “eskilerin” kasetleriydi. Ancak kısa sürede bu isimlerin hiçbirinin politikayla “eskisi gibi” bir ilgisi kalmadı. Zülfü Livaneli, sokaktan ve devrimci kimliğinden uzaklaşarak, pop müziğe başladı ve büyük gazetelerin birinin plazasına yerleşerek köşesinde “yükselen değerler”e takılmayı tercih etti. Politik çalışmalarını ise eski SHP saflarında sürdürdü. İstanbul belediye başkanlığı seçimlerine adaylığını koydu, ancak başarılı olamadı. Müziğinde ise sadece “duyarlı” müzisyen görüntüsüyle yetindi.