FOTOĞRAFÇI: Bir zamanlar... Bir zamanlar güzel bir kadın, gençten bir çocuğu kayıp bir hazinenin peşine salmış... Hazinenin esrarını babasından duymuş güzel kadın, haritası yüzlerdedir diyormuş... Delikanlı da kadının söylediklerini aramak için yüzleri harita olanların arasına girmiş... Şehir şehir dolaşmış, ölü kasabalara, kayıp vadilere girmiş... (Bir an durur, düşünür, gözleri dolar.) Bir gün unutulmuşların arasında kaybolduğunda güzel kadını da kaybettiğini anlamış... Kendi yüzünün de bir harita olduğunu o zaman fark etmiş. Çocuk artık hazineyi değil, o esrarlı kadını aramaya başlamış... Bir gün bir şehre gelmiş... Neresine gitse bir saat kulesi görüyor ve kadının varlığını hissediyormuş...
Beni seyrediyor diye düşünürmüş... Ve o zaman, mutsuz hayatından ancak kadının bakışıyla çıkabileceğini anlamış... Çünkü delikanlı hep kadını görüyormuş rüyalarında... Ve her seferinde uykudan gözyaşlarıyla uyanırmış... Onu seviyormuş. Onu, kendi kayıp ruhunu arar gibi, bir rüyadan uyanır gibi seviyormuş.