Hiçbir bilim insanı eleştirilmekten memnuniyet duymaz.Her bilim insanı fikirlerine ve bulgularına kendine has bir sevgi ve bağımlılık duyar.
Sayfa 64 - Say YayıneviKitabı okuyor
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in hizmetçisi olan Ebû Hamza Enes ibn Mâlik el Ensârî (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdular: “Kulunun tevbe etmesinden dolayı Allah’ın duyduğu memnuniyet sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden daha çoktur.” (Buhârî, Deavât 4; Müslim tevbe 1)
Reklam
Jane Austen
"...İnsan doğası gurura bilhassa eğilimli; o ya da bu gerçek veya hayali bir özellikten ötürü kendinden memnuniyet duymayan pek az kişi vardır. Gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. Insan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize."
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
… çok doğru +9
Kadınlar özellikle büyüdüklerinde güzelleşmişlerse, obje seçimlerinde kendilerine dayatılan toplumsal sınırlamaları telafi edecek bir kendinden memnuniyet duygusu geliştirirler. Net konuşmak gerekirse, istekleri sevmekten çok sevilmek yönündedir ve bu gereksinimlerini yerine getiren erkek onlar için en kabul edilebilir olandır.
Sayfa 35 - Tutku Yayınevi
Yaysız, Oksuz, Hedefsiz Okçu: Okçuunun asıl öğr enme süreci, okçunun yoluna dair kuralları unuttuğunda ve yalnızca içgüdülerine uyarak hareket ettiğinde başlar. Kuralları unutabilmek için ise, öncelikle onları anlayıp, saygı duymayı öğrenmesi gerekir. Okçu bu seviyeye ulaştığında, öğrenmek için araçlara ihtiyaç duymaz. Artık yaya, oka, hedefe ihtiyacı yoktur; çünkü yolun kendisi, okçunun yola çıkma hedefinden daha önemlidir. Aynısı okumayı öğrenen öğrenci için de geçerlidir. Öyle bir an gelir ki, harfleri birbirinden ayıran karakterler olarak görmeyi bırakır, ve oluşturdukları sözcükleri görmeyi başlar. Fakat sözcükler de bitişik olursa anlam taşımaz ya da anlaşılmaları güçleşir. sözcüklerin arasında boşluklar bulunmalıdır. Art arda gelen eylemler arasında okçucunun bütün yaptıklarını aklından geçirmesi, dostlarıyla fikir alışverişi yapması, dinlenmesi ve hayatta olmaktan memnuniyet duyması gerekir. Okçu’nun yolu Neşe’nin ve Şevkin, kusursuzluğu ve kusurun, tekniğin ve içgüdününün yoludur. Onu öğrenmenin tek yolu oklarını atmaktır..
İnsanın kastettiğini tam olarak söyleyemediği bir ar­ kadaşlığın ne faydası olabilir? Herkes cazip şeyler söyle­yip memnuniyet yaratmaya, gurur okşamaya çalışabilir ama gerçek arkadaş incitmeye aldırmadan daima nahoş şeyler söyler. Aslında, gerçek bir arkadaşsa bunu tercih eder çünkü o zaman doğruyu yaptığını bilir.
Sayfa 13 - Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.