"Böyle olduğunda onlara boa yılanlarından, bakir ormanlardan, yıldızlardan bahsetmenin bir anlamı olmadığını anlardım. Nihayetinde onlarla anladıkları dilden konuşmaya başlardım. Köprüler, golf, politika, kravatlar filan. Karşımdaki büyükler de benim gibi mantıklı konuşan bir adamla tanışmış olmaktan büyük memnuniyet duyardı."