Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

libuli

libuli
@merdumgir1zz
ig: merdumgir1z
Sevgi, sadece tek bir kişiyle yaşantılanan duygular silsilesi değil, tüm dünyaya karşı koşulsuz bir bağlılığı ifade eden bir karakter yöntemidir.
Reklam
Jung’a göre yaşamdaki amacımız içimizdeki gücü keşfetmek, kendi gerçekliğimizi takip etmek ve her şeyimizle bütün olmayı başarmaktır
Kişinin güncel hayatını asıl yöneten süreç geçmiş değil ama kişinin geçmişle ilgili algısıdır. Dolayısıyla geçmişi anlamak şimdiye ışık tutmaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duygusal yaralarımızın sorumlusu biz değiliz ama duygusal yaralarımızı iyileştirme sorumluluğu her bireyin kendisine aittir. Yaşam yolculuğunda kişinin bunu idrak ettiği an dönüşümün başladığı andır. Geçmişte kaldığı düşünülen olaylar dizisi kronolojik olarak geçmişte kalsa da kişiyi şimdide etkilemeye devam eder.
İnsan bedeni makrokozmosun yeryüzünde ki küçük bir modelidir. İnsanın dışında olan her şeyin benzeri insanın içinde de mevcuttur. Tüm alemin hakikatleri, insanın doğasına işlenmiştir.
Reklam
İnsan, molekül yapısıyla dünyasaldır yanı yeryüzüne aittir, diğer taraftan varlığının özüyle de gökyüzüne aittir. Hem yeryüzünün hem de gökyüzünün çocuğudur.
İnsanlık, aslında kendi içinde varoluşun bilgisini içeren bir kitap gibidir. Kendi kendini okuma yetisine ulaşabilirse evreni de çözebilecek kapasiteye sahip olabilir.
Kalp her atış sonucu elektromanyetik bir enerji üretir. İlginç bir biçimde Dünya ve Güneş sistemi de elektriksel ve manyetik enerji üretir. Kalbin ürettiği manyetik alan ile Dünya ve Güneş’in ürettiği manyetik alan, kendi kapsamına giren oluşumları belirli bir şekilde etkilerler.
Bir hücreden bir Adem, Bir Adem’den Bin Alem! Teklikten çokluk, noktadan bütün… İşte evrende var olan her şey aslında Tek’in çokluktaki görüntüsünden başka bir şey değildir.
Reklam
Büyükte de O vardır, küçükte de O vardır. Dolayısıyla mikro, makronun benzeridir. Mikroyu kavrayan makroya ulaşır, makroyu kavrayan ise mikroyu idrak edecek duruma gelir. Her parça, bütünün temsilcisidir ve bütünün bilgisi şifreler halinde içinde vardır. Dolayısıyla her parça aslında kendi içinde bir bütündür.
Tüm yaratılmış olanlar da benzer özelliklere sahiptir. Sadece aralarında büyüklük ve frekans farklılıkları vardır. Bu da varoluştaki tüm düzeylerin birbirinin benzeri ya da kopyası olduğu anlamına gelir.
Yaratılış aslında tek bir ilkeden ve tek bir formülden yola çıkmıştır ve tüm yaratılanlar, o ilkeye tabi olarak aynı formülün bir tekrarı olarak var olmuştur.
Bizim en küçük hücrelerimiz dahi evreni duyar ve hisseder. Var olan her şeyin müziği Kozmos’ta bir senfoni oluşturur ve hücrelerimiz de sonsuz uyumla titreşerek bu müzikal armoniye katkıda bulunur.
Doğadaki her kavram birbiriyle bir bütün olarak tüm fonksiyonlarını iç içe yürütür. Bu bağlamda evren bir aile gibidir. Tek bir beden gibi de düşünülebilir. Dünyamız devasa evren bedenindeki minik bir hücreyken insan da dünya bedeninin minicik bir hücresi gibidir.
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.