Arif Bilgili
Elinde ufak bir bavul, gerçek dünyada belki yanıp tutuştuğun markaların hepsinden uzaksın. Zira burada ayakkabı giymek bile, kavgaya hazırlanmakla eş değer sayılıyor. O pahalı ayakkabıların hükmü yok anlayacağın. Bulutları, çimenleri, herşeyi özleyebileceğin bir mekana uğurlanıyorsun. Köstekli saat tıkırtısıyla ilerleyen
"SEN KIZSIN ŞORT GİYEMEZSİN, ERKEKLERİN YANINDA OYNAYAMAZSIN DİYEREK BENİ DIŞLADILAR"
Spora ilk başladığında çevresindeki kişiler tarafından yadırgandığını dile getiren 13 yaşındaki sporcu sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk başladığımda sen kızsın, şort giyemezsin, erkeklerin yanında oynayamazsın diyerek beni dışladılar. Sonra ben de 'Hayır ben neden oynamayayım' dedim. O zaman kendime bir söz verdim. 'Köyümdeki kız çocuklarının kaderini değiştireceğim' diye. Hem kendim çalışacağım, hem kendi mesleğimi yapacağım hem de spora devam edeceğim ki onların o ön yargılarını yıkayım. Ondan hep spora devam ettim, hiç bırakmayı da düşünmüyorum."
#Merve Akpınar
#alıntı
Merhaba. Güne bir inceleme ile başlamak istedim. Bu güne kadar çok sayıda Kafkaokur okumama rağmen inceleme eklememiştim. Bu sayı beni derinden etkiledi. Tomris Uyar ve Nilgün Marmara'nın hatrına ilk Kafkaokur incelemem olsun istedim. 4 şairi (Cemal Süreya, Edip Cansever, Ülkü Tamer, Turgut Uyar) etkileyip şiirler yazdıran Tomrise bir inceleme
Herkese Merhaba,
Bu kitaba puan vermeyeceğim.Okumak zorunda kaldığım şey için isyanımı yazacağım buraya. Büyük harfle belirtmek isterim ki; YAZARIN BELİRTMEYİ UNUTTUĞU DETAYI BEN AÇIKLIĞA KAVUŞTURAYIM KADIN BAŞROL KARAKTER BİSEKSÜELDİR.
Bu detayı nasıl olurda belirtmezseniz, insanların ne seçim yaptığı yada nasıl yaşamak istedikleri beni
Nereden başlanır ki buna?
Kitap bitti. Bomboş duvara baktım. İzledim...
Müzik falan da yok bu sefer. Sessizlik istiyorum sadece. Gözyaşlarım ve sessizlik. Bu evde mümkün değil tabiki bu. Yazmak için geceyarısını bekleyeceğim dedim. Ama işkenceydi bu kendime. Ruhum bedenimden ayrılıyordu sanki. Nefes alamadım. Gerçekten alamadım. Tuvalete
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Babalar sevgisini göstermez. Peki niye? Sevgisini gösterince otoritesini mi kaybediyor, küçük mü düşüyor çocuğunun gözünde? Çocuğu fazla sevmeyin şımarır, kucağa almayın alışır, yüz vermeyin astarını ister.. Bunun gibi birçok kalıp var büyükler tarafından anne babalara söylenen. Büyüklerinden sevgi görmeyen nesil ise çocuklarına da doğal olarak sevgi gösteremiyor, çünkü sevgi nasıl gösterilir bilmiyor.
Kafka’nın bu eserinde, yıllarca içinde tutup babasına karşı söyleyemediği şeylerin mektubunu okuyoruz. Ancak bu mektup babasına ulaşması için yazılmadı. Babası bu mektubu hiç okumadı. Oğlunun neler hissettiğini de anlayamadı. Biz ise bu mektubu okuduğumuzda Kafka’nın diğer eserlerinde de baba-oğul ilişkisinin yer aldığını anlıyoruz.
“Yazılarım senin hakkındaydı, orada tek yaptığım senin omzuna yaslanıp içimi dökemediklerimi yazıya dökmekti.”
Otoriter bir babanın çocuğu olmak oldukça zorken Kafka’nın duygusal yapısı da işin içine girince bu mektup çıkıyor ortaya. Bir babanın bir çocuğu bu hale nasıl getirdiğini çok iyi bir şekilde anlıyoruz.
“Biraz desteklenmeye, biraz dostça bir yaklaşıma, yolumun biraz açık tutulmasına ihtiyacım vardı, sense onun yerine yolumu kesiyordun..”
“Senin başkalarına karşı duyduğun güvensizlik bile, bana aşıladığın kendime karşı duyduğum güvensizlik kadar büyük değil..”
Şiddet sadece fiziksel değil psikolojik olarak da hasar almaktır. Çocuğunu dövmemiş olsa bile fiziksel acıdan kat be kat fazlasını psikolojik olarak yaşatmış Kafka’ya. Bir çocuğun geleceğini mahvetmek anne babanın bile hakkı değildir.
Babaya MektupFranz Kafka · Panama Yayıncılık · 201740,6bin okunma
Her evin kapısında Ceren Özdemir, reddedilen her korunma başvurusunda Ayşe Paşalı, her şarkıda Değer Deniz, her kuaförde Muhterem Evcil, her sınavda Ceren Damar, her kedi sevgisinde Merve Kotan, her plazada Şule Çet vardır. Her şehirde "Özgecan" adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde "Ölmek istemiyorum"