101 serisinin en berbat kitabı, çevirisi berbat olduğu gibi verilen bilgiler çok çok yüzeysel ve akılda kalıcı bi şekilde anlatılmamış, sırf bitirmek için bitirdim ve bazen bir sayfayı 10 kere okudum bilginin ağırlığından dolayı değil, çevirmenin ne anlatmak istediğini anlayamadığımdan..
İnsanların daha büyük ve değerliyi, başkayı ve önemliyi hepi topu bir kaç saniye bakarak geçtiklerini ve daha geçerken unuttuklarını, sonra en sıradan ve kaba şeye tüm benlikleriyle eğilebildiklerini o zaman gördüm.
"Kalemtraşın içinde kalan kırık ucu görünce ve çıksın diye masaya vurup vurup da çıkmayınca gözlerine perde, kulaklarına ağırlık çöküyor mu?"
"На."
"Silginin beyaz yerleri kirlenip de grileşince başka bir silgiyle onu silip yine de eski haline getiremeyince bıçakla soyuyor musun?" "Yoo."
"Hayat Bilgisi kitabinda sonbahar hazırlıkları yapan anne, turşu kurma, nar, ceviz, kışa hazırlık, bazı resimlerdeki kır yolları falan içini eziyor, melal veriyor mu?"
"Bazı şiirlerin, derste okuduğun bazı şiirlerin ana duygusunu bulunca seni asıl duygulandıranı, hem de bir daha bulamamacasına kaybediyor musun?"
Alt tarafı fotoğraf, insanın yaşanan anları dondurup sonsuzluğa taşıma ihtiyacının malzemelerinden biri. İnsan denilen varlık anı yaşamakla yetinmiyor, yaşadığını belgelemek, geriye kendinden bir şeyler bırakmak istiyor.