Tatlı sözlerin, boş tebessümlerin olmadığı aldatmacasız dostluklar daha iyidir bence. Bir şey istemedikçe her şey güzeldir de, dostları denemeye kalktığımız anda tehlike başlar. Yalnız kendine sadıktır insan.
İnsanlar da kokarcalar gibi arkalarında koku bıraksa; arzularımız, akıl dışı bir hal alınca gözlerimiz, duvarların ötesini görebilse olmaz mıydı sanki?
Gerçek yaşlılığın başlangıcı, yerlesmektir. Korkmadığı sürece gençtir insan. Aynı yerde kaldıkça ya katlanır ya saldırır. Gitmekle özgürlüğünü korumaya çevreyle birlikte benimsediği yaşama kosullarini değiştirmeye hazırlıklı olduğunu gösterir.
Mevlevi şeyhi Ahmet Nurettin, kardeşi Harun'un tam olarak belli olmayan bir suçtan dolayı hapsedilmiş olması nedeniyle kardeşinin suçunu anlamaya çalışır ve onu kurtarmak için girişimlerde bulunur. Ne var ki kısa zamanda acı gerçekle karşılaşır, kardeşi öldürülmüştür. Olayın peşini bırakmayan şeyh Ahmet kardeşi gibi hapse atılır ve zor zamanlar geçirir. Her zaman karşılaşacağımız gibi düzeni kuran düzenin sahipleri Ahmet Nurettin'i de kardeşi gibi cezalandırmışlardır (suçsuz yere).
Bu olaylar Ahmet'te büyük değişimlere sebep olur. Artık o şeyhliğin verdiği hoşgörüyü bir kenara bırakır ve intikam ateşiyle yanar tutuşur.
Kitap dilinin sadeliği ve akıcılığı, anlamının derinliği ile okuyucuya güzel bir tat bırakıyor. Güzel bir kitap sizleri bekliyor. Okumamış olanlara gecikmeyin derim. Keyifli okumalar...
Derviş ve ÖlümMeşa Selimoviç · Timaş Yayınları · 20141,736 okunma