uykunun bir uyanış ve düşlerin de gerçeğin ta kendisi olduğu fikri kafasını
meşgul etmeye başlamıştı. Az önce uyanıp gözlerini gerçek dünyaya açarak
yatağında gerinmeye başladığında belki de bir uykuya dalmıştı. Eğer bu
doğruysa, şimdi gördüğü her şey bir düştü. Gördükleri ister gerçek ister düş
olsun, bundan gerçeği ya da düşü gören bir öznenin varlığı çıkıyordu. Şu
durumda bütün bunları gören bir kişi olarak o, vardı. “Rendekâr’ın dediği gibi
ben varım” diyordu, “Peki ama ben kimim? Ayna bana İhsan Efendi
olduğumu söylüyor, rüyamdaki ayna ise Bünyamin olduğumu söylüyor. Ben
kimim? Bütün bunları gören özne aslında kim?”
Hicivci mi olmalıyım romantik bir şair mi? En güzel kısma varana kadar bunlardan biri ile meşgul olabilirim. Tekamül yolculuğumuzda ilerlediğimiz zaman da kasidelere yöneliriz inşallah.. Divan, şiirin zirvesi diyorum bu arada..
"Şiir dili terbiye eder" demiştim bir zamanlar. Şiirle, edebiyatla meşgul olanlar kendilerini çokça belli ediyor :) Bu uğraşıyı demagojik hâle getirerek edebî zevkleri menfaatlere kurban edenler de kendilerini belli ediyor ve fazlaca yapmacık tavırlardan, kalitesiz yazılardan, ezberlenen klişe sözlerden öteye gidemiyorlar..
ubeydullah
@huzunluprens
·
7h
Bazı insanların da alıntılarından çok iletilerini yorumlarını okumak istiyorum; inşallah yazarlığa/şairliğe açılır yolları. Çok ince ruhlu, zarif, nahif insanlar var, çok da güzel yazıyorlar; Allah kendilerinden daha iyileri ile karşılaştırsın her daim..
“Beynimiz, belli bir süre yeni bir şeyle meşgul olur ve yeni şeyler düşünürsek, ağ bağlantılarını tamamen değiştirme ve sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kurma yeteneğine sahiptir.”