ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Daha Ağır Bir Sual Bilmiyorum
Allah'ın indirdikleriyle hükmetmemelerine, Yahudi ve Hristiyanlarla işbirliği yapmalarına, insanlar arasında adaleti emredenleri katletmelerine rağmen Müslümanların yöneticilerini ve hükümetlerini, itaat edilmeleri gereken meşru hükümetler ve ülkelerini de İslâm dârı kabul etmekteler! İşte bunlara soruyoruz: Taliban'ın da böyle kabul edilmesi mümkün müdür, yoksa size göre böyle bir şey olamaz mı? (...) Onların Allah yolunda eskiyen yamalı ayakkabıları, bunların yüzlerinden daha temizdir.
Sayfa 134 - Küresel KitapKitabı okudu
Reklam
NUR RİSALELERİNDE HZ. ALİ İLE İLGİLİ RİVAYETLER
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1) Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine
Sayfa 223 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Görünmez felakette böylesine bir artışa, embriyoların yaşam boyutundan kaçmasına, hiçliğin içinde kaybolmak istemelerine, varoluş mücadelesine girmeye hazır olmamalarına neden olan şey nedir ve bu neye işaret etmektedir? Aslında günlük deneyimlerimizin dışında kalan mistik unsurlardan ders çıkarmaya çalışmak mantıklı mı? Ve eğer öyleyse, yeni ortaya çıkan bir organizmanın korkusunu dışarıdaki gerçek hayata yansıtmak meşru mudur? Ve anne karnındaki fetüsün apolakiptik öz farkındalığının birincil nedeni işte tam da bu yaşam değil midir? Anne, dünyanın bir özetidir. Anne, çevreleyen gerçekliğin fetüs üzerindeki ölümcül etkilerinin istem dışı bir iletkeni haline gelmiyor mu?
Sayfa 26
Lüks bir salonda, ışıklar altında, smokinli erkeklerin ve gece elbiseli açık bayanların, aralarında herhangi meşru bir bağ olmadan, birbirlerinin kollarında müziğe uyarak salınışları, kenarda ellerinde kadehleriyle durup seyredenlere çok güzel ve kibar görünebilir. Bunu onlar adına anlamak mümkündür. Aynı şekilde bir Eskimo'nun erkek misafirine karısını ikram edişini de o kültürün kalıpları içerisinde izah edebilirsiniz. Buradan hareketle ülkelere, kültürlere göre, güzellik, namus, kibarlık, misafirperverlik vesair telakkileri, çeşitli toplumların farklı tezahürleri, veya eğilimleri olarak, kendi mantıkları ve yapıları içinde değerlendirmek, bunlar karşısında irkilmeniz ne kadar şiddetli olursa olsun soğukkanlılığınızı muhafaza etmek de mümkün. Ancak falan ülkede düzenlenen "Türk Haftası"nda Türk'ü bin yıl önce girdiği İslâm dairesinde kesin şekiller alan ve İslâm'ı aslî karakteri hâline getiren bir toplumu, iç çamaşırların, geceliklerin, endamlı, oynak mankenler tarafından sergilendiği bir defile ile tanıtmak mümkün müdür? Ya da bu tanıtılan biz miyiz? Ya da buna razı olacak Türklerin sayısı, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kaçtır? Bu tanıtma programlarını Kızıl Rusya'nın, Kızıl Çin'in sınırları içerisinde esir, milyonlarca Türk'e gösterseniz ve işte "Bu programlarla sizi dünyaya tanıtıyoruz." deseniz, onların sizler için ağızlarından çıkan ilk kelime ne olur?..
Otorite.
"Evet, yeteneği, uzmanlığı, bilimselliği, deneyim ve kıdemliliğiyle emir verenin üstünlüğünü tanıyorum, yöneticinin meşruluğunu ve hiyerarşinin yasaya uygunluğunu tanıyor ve ken- dime onun emir ve talimatlarını sorgulama iznini vermiyorum." Bu türden bir itaate örnek vermek için geçici ama direngen, apaçık ama kıyısından benzerliğiyle
Sayfa 53 - Cogito / YKY YayinlariKitabı okudu
Reklam
Şimdi bu problemi Fıkh'ın çözmesini istiyoruz.
Modern zamanlarda Müslüman toplumlar, şu veya bu sebeplerle gayrimüslim ülkelere yoğun bir şekilde göç verdi. Bunu yaparken kimsenin aklına "şu işi Fıkh'a bir götürelim" diye sormak gelmedi. Müslümanlar kendilerine doğru gelen bir iş yaptılar. Yapılan iş Fıkıh bakımından "meşru" mudur, değil midir diye soruşturmadılar. Bu kararı verirken başta ekonomik olmak üzere kısmen siyasî ve daha başka sebepleri esas aldılar. Ve sonunda ortaya "Müslüman azınlıklar" diye devasa bir problem çıktı.
BİRİNCİ HİKMET: Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünki kadınlar hilkaten zaîf ve nazik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak için, fıtrî bir meyli var.
Meşru olmayan düşünce yollarına sapmış bir Hıristiyan, elbet bir kez şöyle sorabilirdi kendi kendine: aslında zorunlu mudur, bir tanrının, onun yanında temsilci bir günah kuzusunun, gerçekten var olması, bu varlıkların var olduğuna duyulan inanç zaten yetiyorsa, aynı etkileri ortaya koymaya?
Sayfa 108Kitabı okudu
"Peki, bir adam için, karısının muhabbetini gönüllü olarak asla elde edemeyeceğini gördüğü halde, onun cinselliğini köleleştirmek meşru mudur?"
Sayfa 123Kitabı okudu
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.