Hoparlörle ezan okumak, kamu düzenini din kurallarına göre değiştirmek, Ramazan'da devlet kurumlarında öğle yemeğini kaldırmak, davulla yurttaşlarını sahura kaldırmak, devlet bütçesinden bir mezhebe para aktarmak, onu İslam'ın tek meşru biçimi saymak, o mezhep doğrultusunda eğitime bütçe ayırmak, zorunlu din dersi uygulamak, devlet yöneticilerinin dini aidiyetlerini vurgulayan gösteri veya açıklamalarda bulunmak, resmi kültürel faaliyeti bir mezhebe göre düzenlemek, Türk kültürü adına dinsel faaliyet yürütmek (örneğin yurtdışındaki işçilere imam göndermek), toplumun Sünnileştirilmesi için yoğun bir çaba sergilemek, devlet bütçesinden cami yapmak, vb. uzatılabilecek bir dizi uygulama, anayasasında "laik" olduğu yazılan Türk devletinin laikliğini ciddi anlamda gölgelemektedir.