Okurlar olarak hepimizin zihninde iyi bir kitap nedir sorusunun birden fazla cevabı var.
Bazılarımız hızlı okunan kitapları iyi bir kitap olarak niteliyor: “Aktı gitti resmen, elime aldığım gibi bitirdim!”
Bazılarımız ise tam tersine zor kitapların iyi kitap olduğunu iddia ediyor. Büyük bir çoğunluk çok satanların, yine ezici bir çoğunluk ise
"Teolojik Çözümleme"
Suç ve Ceza’nın -gerek muhtevası gerekse illeti bakımından- psikolojik çözümlemelerden vücuda geldiği düşünülür. Bizce bu, sadece bir yakıştırmadır ve acele verilmiş bir hükümdür. Üstelik sığ bir kanaatten husule gelmiş basit bir düşüncedir de. Zira eser -felsefi bir problemi kaynak alması hasebiyle (bizce)-
Yalan; ekonomik bir zorunluluk, politik bir silah, sanatsal bir gereklilik, medyatik bir yöntem, cinsel bir bahşiş ya da toplumsal bir alışkanlık olarak meşruiyet kazandığı anda güçsüzlüğün ve suçun üreme koşulları yerine getirilmiş demektir.
Adalet, vicdan gibi soyut kavramlar döneme hatta bazı durumlarda kişiye göre değişebilecek dinamik bir yapıya sahiptir. Bu, ilgili kavramların içeriğinin belirli bir topluluğun dünya görüşünce belirlenmesinden ileri gelir. Adalet, şudur diye sınırlarını çizebileceğimiz bir mekanizma değil, aksine sürekli yaratıcılığı devam eden bir etkinliktir. Sanat eseri ile adalet gibi soyut kavramların yakınlığı da buradan ileri gelir. Hem sanat eseri hem de adalet kavramı büyük oranda hayal gücünün edimidir. Sanat eseri, anlamaya çalışan öznelerin bakış açısına göre değiştiği gibi adalet de özneler topluluğunun anlayışına göre yasalaştırılır. Tam da böyle olmasından dolayıdır ki adalete mekanizma işlevi yükleyen her çabada, adalet tek bir bakış açısına indirgenmiş ve galibin adaleti haline dönüşmüş olur. Bu durumda başarılı olan haklı hale gelir ve kötülük sıradanlaşır.... İşte Kafka bu romanında distopik bir mahkeme kurgusuyla yasanın iktidara meşruiyet kazandırmasını ve adaletin yasaya indirgenmesinden doğan absürtlüğü konu edinir.
İhlâs Ahlâkı ile Bütünleşen Bir Lider
❊ ❊ ❊
Psikolojinin bireyin zihin yapısını, algılayış biçimini ve bakış açısını ele alarak analizler yaparak elde etmeye çalıştığı verileri bireyin tanımını yapması ve bunu biyografi sınırları dahilinde yapması “psikobiyografi” kavramını ortaya çıkarttı. Psikobiyografi ile zihin haritası
Bir Lider: Osman mı, Ataman mı?
✺ ✺ ✺
Osmanlı yönetimi altı yüzyıl ( 1299 – 1918 ) boyunca üç kıtaya yayılan heterojenleşen ve modern devletlerde ki iç insicamı sağlayan unsurların pek çoğundan mahrum bulunan bir devleti idare etmekte kullandığı metotlar henüz gerektiği gibi anlaşılmış ve tam anlamıyla açıklanmış değildir. Osmanlı
Geride Kalanlar, Ellerine Kelepçe Vurulanlar, Suriye’de Yavrusu Kimyasal Gazla Zehirlenenler, Hayatta Kalan Yavrularının Endişesini Taşıyanlar. Onlar Ne Yapsın, Kime Gitsin? Çaresizliklerini Kime Arz Etsin?
Tecavüze Uğrayan Áişeler, Fâtımalar Yeryüzünde Hangi Kuruma Dilekçe Göndersin. Kime, “Gelin Ve Bizi
Kurtarın!”Desin. İşgal Ordularına Mı? Zalimler İçin Meşruiyet Hutbeleri Okuyan Belamlara Mı, Daha Çok
Kazanabilmenin Hesabını Yapan Bazı Akademisyenlere Mi? Sisi’nin Finansörlüğünü Yapanlara Mı; Adı Ömer, Adı Osman Diye Suriye’de Çocukları Katleden İran’a Mı? BM’ye mi; İsrail Adına Suriye’yi Vuran ABD Ve Rusya’ya Mı? Onları Seyredip Bu Silahları Üretenlere Mi; Hala Irkını Kutsayan Gafil Müslümanlara Mı..?
Ey Aziz, Muntakîm, Cebbâr Ve Kahhâr Olan ALLAH’ım..!Müslümanların Senden Başka Sığınağı Yok... İmdad Eyle Ya Rabbe’l Alemin... Kahreyle Bütün Zalimleri, Temizle Yeryüzünü. Kurtulsun Geride Kalan Bütün Esmalar... Syf 162-163
{Amîn Ecmain...}
Erdal Ulu - Hüküm Basın Yayın Dağıtım PazarlamaKitabı okudu
İnsanın bir soydan, bir de ilimden nesebi var. Biri onu atalarına, diğeri ise ait olduğu fikir ya da akîdeye bağlar. İlim, fikir ve sanat cephesinden verilen eserler ilimdeki neseple meşruiyet kazanır.