Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü onlar Türk Askeri
Türk Ordusu çok başarılı bir biçimde karşı koyuyordu. Karşılarında başka bir ordu olsa çoktan onu yok etmişlerdi.
Sayfa 142Kitabı okudu
Tümen şu anda bulunduğu yere gelene kadar pek çok çatışmaya girmişti. Tugay komutanları da dahil olmak üzere bütün askerlerin üstü başı toz toprak ve çamur içindeydi.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
"Tam on gün, evet on gün boyunca saldırılar hiç susmayacak. Aklınıza gelen her yer vurulacak. Uçaklar hiç durmayacak. Saldırıların yavaşlaması diye bir şey söz konusu değil."
"Hep beraber izli mermilerin kaynaklarına ateş açacağız çocuklar. Roketleri helikopter sesi gelen tarafa gönderin, gölge görürseniz ona doğru ateş edin. İlk ateşten sonra serbestsiniz çocuklarım, Allah ne verdiyse. Ben direnen askerlerimin yanına koşacağım, beni korumaya çalışmadan o pisliklere ateş edin." "Emredersin komutanım!" diye karşılık verdiler.
Hakkari Dağ Komando Tugayına yapılan tank saldırısı sonrasında Tugaya bağlı komando taburları önce bölüklere, sonra da takımlara kadar bölünerek araziye dağılmıştı. Bir kısmı düzlük arazide kalan askerlerle Amerikan zırhlıları arasında dramatik bir çatışma meydana gelmişti.
23 Mayıs 2007-Saat:01.40
Telsizden gelen sesler dayanılacak gibi değildi. Tugay komutanı ve subaylar toplantılarını yaptıkları portatif masanın başında çaresizlik içinde, az ötelerinde devam eden korkunç mücadelenin seslerini dinlemek zorundaydı. Çatışmaya giren askerlerin hiçbirisi karargâhtan yardım istememiş ya da başka bir amaçla iletişim kurmamıştı. Orada kendi kaderleriyle baş başa olduklarının bilincindeydiler ve karargâh personelinin kulaklarıyla şahit olduğu bir dövüşün içinde ölüyorlardı yavaş yavaş.
Reklam
Ne kadar acı:( Sizlerin hakkını asla ödeyemeyiz varolun Şehitlerimiz
Hakkı Beyin az önce terk ettiği kayanın olduğu alan cehenneme dönmüştü. Kulaklarına inanmak istemiyordu ama yanan Türk askerlerinin acı dolu çığlıkları kulaklarına geliyordu.
İhsan Paşa yaralılara yardım edilmesi için etrafındaki askerlere emir verdi. Kimse tam olarak mantıklı hareket edemiyordu. Bu bombanın sadece fiziksel tahrip amaçlı olarak yapılmadığı belliydi.
Er kulaklarına inanamadı ve hemen bilgiyi Merkeze iletti. Tam bu sırada gök gürültüsü gibi bir ses duyuldu. Az önce ateş edilen noktaya yakın bir yerde bir ateş topu meydana geldi ve büyük bir mermi, ardında iz bırakarak, ilk ateş açan Türk siperini tam ortasından vurdu.
Reklam
Bombanın düştüğü yerin çevresindeki siperlerde bulunan Türk Deniz Piyadeleri ortaya çıkan alev yumağının içinde ses bile çıkaramadan sonsuzluğa doğru kanat açtı. Patlamanın basınç etkisi dışında kalan bölgedeki askerlerin çoğu bombanın saçtığı parçacıklar nedeniyle şehit oldu ya da ağır yaralandı. Patlama bölgesindeki siperlerin tamamı çökmüştü. Metrelerce genişliğindeki krater, siperlerle ve askerlerin cesetleri ile bütünleşmişti.
Tek bir emir vermişti ve o emir sonucu, iki yüz kırk üç asker biraz ilerisinde yanmış ve parçalanmış bir halde yerde yatıyordu. Onları elleri ile göndermişti oraya, buna nasıl dayanacağını bilemiyordu. Acı da olsa görevlerini yaptıklarını düşünüyordu.
İşte Türk Askeri
"Çocuklarım, biz buradan sağ çıkamayız, isteyen varsa hemen kamyona atlayıp karargâha dönsün. Bu vebali üzerime alamam." Askerlerin gözleri doldu, kimseden ses çıkmıyordu. Helikopterlerin sesleri artmaya başlamıştı. Birazdan oradaki ufacık direniş cebine roketleri yollayıp işi bitireceklerdi. "Olmaz komutanım!" diye haykırdı erlerden birisi. Diğerleri de ona katıldı, gözlerinde umut yoktu ama çelik gibi bakıyorlardı komutanlarına. Hepsi silahlarının emniyetini kapatıp tetiklerini seriye ayarlardı. Beş tane makineli tüfekleri vardı. İki askerde roketatarı kullanacaktı.
324 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.