doğA
@metalkirmizi
n
ankara
78 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
"Bir şeylerden bağımsızlaşarak özgürleşmeye çalışmakla özgür olmak birbirinden farklı olgulardır."
"İlkel toplumlarda cezalar daha acımasızdır. Çünkü yeterince yapılaşmamışlardır ve bundan ötürü de güvensizlerdir. Bir toplum oturdukça cezaları hafifler."
56 syf.
·
Puan vermedi
Okur Takip Önerileri
48 syf.
·
Puan vermedi
"Ortalık neredeyse ıssızdı, tellere yanlış notalar gibi tünemiş kargaları saymazsan. Onları da eskiden beri küçümsersin."
"Sen, kapalı cezaevi arabasında duruşma için geçerken bir kez el sallayıp gülümseyecek sana. Bütün istediği bu. Üstelik seni göremeyecek bile. Yalnızca bilecek. Orada sen varsın ve onunla selamlaşıyorsun."
"Çünkü şimdi en zorlu yerlerden geçiyordu müzik. İşkenceevlerinin, tutukevlerinin üstünden. Ve yaşam oralarda da inanılmaz bir dirençle sürüyordu. Onur ve umutla."
"Durmadan yer değiştirirdiniz. Bilinmez bir içgüdüyle ağaç dallarında sürekli yer değiştiren sakalar gibi. Yeryüzünü de aynı hızla değiştirmek isterdiniz."
"Baharı simgeleyen kuşlar gibiydiniz. Bozkır turnaları, [...], açık deniz martıları. Sanki aynı nisan mayıs güneşlerinin aydınlığı ile ışırdı yüzünüz. Bu yüzden birbirinize benzerdiniz yine de."
"Niçin bu kadar çok ölü var? Niçin bu kadar çok deniz setleri? Ve niçin bu kadar çok unutmak istediğimiz şey var?"
"[...] haziran güneşinin çiçekler yığdığı balkonlara, öpüşlerle derinleşen gölgeli odalara..."
"Gözlerimi uyanıklığa açtım. Bu kez gerçekten sabah oluyordu. Doğu'da senin hünerli ellerinle getirip boyadığın ateş."
"Bundan böyle 'özgürlük' sözünü kullanmayacağım. Sen ve daha niceleri özgür oluncaya kadar."
"Üstelik umutsuz da değiliz. İsterseniz diyalektik düşünün, isterseniz başka türlü. Çürüyen meyveden çıkar yeni ağaçların tohumu. Doğanın da insanın da gençliği bu yüzden muhaliftir. Ve sizin 'hayallerinizin bile ulaşamayacağı' yepyeni bir yaşam oradan doğar. Saydam bir takvime bakar gibi alçakgönüllü ama dürüstçe görüyoruz bunu. Ama neden susmak zorundayız?"
"[...] aşk gerçi ölüm tohumlarıyla çürüyüp bozulmuştu ama yaşam tepeden tırnağa aşktı."