"Ülkemizin fotoğrafını çekmeye gelen yabancılara gururla göstereceğimiz şey, sizin yüzünüzdür. 'Onları çekin!' diyeceğiz, 'bu toprağın ürün veren ağaçlarını. Gelecek, oradadır.'"
"Nasıl bir alacakaranlık... Geceyle gündüzün arasına sıkışmış bir kör saat. Geçmişle geleceğin, doğuyla batının, ölümle yaşamın arasına sıkışmış. Alacakaranlık görünmez bir çevrintiyle yutup götürüyor her şeyi. Bu noktada onurla alçağın sınırları birbirine karışır. Her şeyin. Direnmenin, köşeyi dönmenin, özgürlüğün, tutsaklığın. Çıkmak? Böyle durumlarda herkesten önce birilerinin dönüp kapıya bakmaları gerekir. Oysa Bizans'ın iç içe çemberlerinde, sıkıştırılmış köle sarhoşluğu ile dolanıyoruz."
"Çünkü sık sık soruyor değil miyiz kendimize? Bu gördüklerimiz, görmekte olduklarımız mı düş, yoksa geçmiş yıllarda yaşadıklarımız mı? Biri doğruysa öbürü nasıl doğru olabilir?"
"Bir insanın yalnız başına kaldığında ne denli acı çekebileceğini o güzel, o ayışıklı gecede öğrendim." diyordu Şuşkin. İşte, kanlı bir ölümün gözleriyle bakan güçlü Nabonide'in karşısında yapayalnızdım. Elim, dayanılmaz bir acıyla arıyordu sıcak bir insan elini.
"Şimdi değilse ne zaman konuşacağız ölümü, özgürlüğü, aşkı, tutkuyu, duvarları, çocukları, acıyı, kabına sığmaz sevinci, ortak düşlerin bulanık gecelerini, geçmişi ve geleceği, oyunları, bahçeyi ve denizi ve daha nice şeyleri..."
"Doğum izni, kürtaj ya da çocuk bakım hizmeti gibi kadın işçilerin omuzlarındaki yükü hafifleten her türlü reform değerlidir. Bu yüzden bu türden 'özel talepler' işçi sınıfı hareketi içinde sürekli gündeme gelmiştir. Doğum izni, sınıfsal bir sorundur, feminist bir mesele değildir."
"İşçi sınıfı ailesi, hem hali hazırda var olan emek gücünün her gün yenilenmesi hem de sonraki işçi kuşağının yaratılması açısından emek gücünün yeniden üretilmesinin (işçiler değil kapitalistler için) ucuz bir yolu olarak gelişmiştir."
"Sınıf mücadelesinin ve mücadelenin bir ürünü olan sınıf dayanışmasının karşı ağırlığı olmadan, işçiler arasındaki bu mücadele sınıf bilincinin gelişmesi önünde engel teşkil eder, yanlış bilincin, işçileri bölen ve onların esas düşmana odaklanmasını engelleyen önyargı ve gericiliğin serpilmesine ortam sağlar. Örneğin yüksek işsizlik dönemlerinde göçmenlere karşı ırkçı duygular yükselebilir ve bu işçilerin işsizliğe karşı birleşik bir mücadele oluşturmasını engelleyebilir. Burjuva ideolojisi sadece yönetici sınıfın çıkarlarına hizmet ediyor olabilir ama işçi sınıfı da dahil olmak üzere toplumdaki tüm sınıfları etkisi altına alır."
"Sınıf, baskıya karşı mücadele için birleştirici bir temel sağlar. Sadece, kapitalizm tarafından sömürülen ve baskıya maruz bırakılan herkesi gerçekçi bir dayanışma temelinde birleştiren örgüt, her türlü baskıyı ortadan kaldırma potensiyeli taşır. Marksist yaklaşım, baskıyı gözardı etmek bir yana, işçi sınıfı hareketi her türlü baskı ve sömürüyü sona erdirme temelinde birleşmedikçe işçi sınıfının sosyalist toplumu kurtarmayı hayal edemeyeceğini söylemektedir."