Bir acıya, daima.
"Bir takvimi tersten açardık
Eğer isteseydin." diyerek arka kapak yazısıyla noktalanmalı şiir.
Dergilerde yayımlanmış, yeni şiirlerle genişletilmiş bu baskıyı okumak çok güzel oldu. Şairin kalemi gerçekten güçlü, sade ve derin.
Kitap Bir Gezginin Şiirleri ile başlayıp, Yerleşik Yabancı, Kendinin Avcısı, Küçük Tragedyalar, İpek ve Kılabtan, Gerçeğin Öteyakası, Dörtlükler ve Desenler, Süveydâ, Alaturka Şiirler, Hesap İşi Şiirler, Soneler ve son olarak Kalanlar olarak 13 bölümden oluşmakta. Her bölümün içeriğine giremeyeceğim fakat dikkatimi çeken noktalardan bahsetmek isterim.
Bu da durumun 
Umut'cası.
Sanırım ilk defa "Süveydâ" kelimesini bir şiirde gördüm ve cidden adının anlamını taşıyan bir şiir okudum. Çok güzel, çok derindi. Ve aynı bölümün içeriğinde Cemal Süreya İçin Beş Şiir bölümü, Cemal Süreya'ya duyduğu özlemi ve saygıyı barındırması, çok güzeldi. Yine sayın Altıok Turgut Uyar'a, Orhan Peker'e, Edip Cansever'e, Celâl Atik'e, -sanırım- Cahit Sıtkı Tarancı'ya ve son olarak Nusret Hızır'a şiirlerinden selam göndermeyi unutmamış. Başta da belirttiğim gibi, okuması güzeldi, ilerleyen zamanda tekrar okuduğumda muhakkak ki tekrar notlar alacağım.
Şimdilik bu kadar.
Darısı 
Bütün Şiirleri'n başına.
Türkiye, doğuya yol alan bir geminin güvertesinde batıya koşan insanların ülkesidir.
Sakallı Celal
Sayfa 77Kitabı okudu
Biten her gün, geçen her saat, solan her çiçek, ölüp giden her kelebek, duyulan her selâ, okunan her ölüm ilanı "Sen de fanisin, dünya da fani" diyordu bize.
"Onun üzerindeki herşey ve herkes fanidir. Ancak celâl ve ikram sahibi Rabbinin vechi bâkidir."
Sayfa 87
- Geçen yüzyılın sonlarında, davranış bilimci Tito Vignoli, bilimin nasıl ortaya çıkmış olabileceği sorusuna cevap ararken, özellikle memeli hayvanların ve bebeklerin çevrelerini önce kendilerinin bir parçası, sonra da kendilerine benzer bir yaratık olarak algıladıklarını fark etmişti. Bir kedi yavrusunun önüne yuvarlanan bir yün yumağı, önce
