Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sultan Aksın

Sultan Aksın
@metta
Yoga Eğitmeni / Mindfulness Yaşam Koçu
İstanbul/ Aydın
7 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
'Yeniden Başlama'da 3 adım bulunur: Karşılıklı takdir etmek, pişmanlığı ifade etmek ve kırgınlıkları ifade etmek.'
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
'Onlara, bir duygunun sadece bir 'duygu' olduğunu hatırlatın. Gelir, bir süre kalır ve sonra gider.'

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'Bilinçli farkındalık enerjisi, nefret ve acının yol açtığı yaraları yumuşatan ve iyileştiren bir merhem gibidir.'
Duygularımızı geri plana attığımızda ve acımızı yok saydığımızda, kendimize karşı şiddet uyguluyor oluruz. Şiddetsizliği uygulamak şimdi şu an burada olmaktır ve kendi acımızı veya çaresizliğimizi fark etmektir. Duygularımıza savaş açamaz veya onları reddedemeyiz. Sadece fark eder, kucaklar ve onları dönüştürürüz. İçimizde öfke veya korku olduğunda, farkındalığımızı oraya çeviririz. Ona gülümseriz ve gerçek ismiyle ona şöyle seslenebiliriz: ' Merhaba korkum, orada olduğunu biliyorum.' Duygularımızı sakinleştirmeye yardımcı olmak için bilinçli nefesimizi takip edebiliriz. Nefes alırken, ' korkunun içimde olduğunun farkındayım.' Nefes verirken, ' korku duygumu sakinleştiriyorum.'
Reklam
'Gerçeği sadece bizim bildiğimiz ve bizim inançlarımızı paylaşmayanların haksız oldukları inancı, çok fazla zarara yol açar. Bir şeyin mutlak doğru olduğuna inandığımızda kendi bakış açımız tarafından ele geçirilmiş oluruz.'
'Eyleme geçirilmeyen kelimeler ve düşünceler renkli olup kokusu olmayan çiçekler gibidirler.'
'Mahatma Gandi'nin de dediği gibi ' Göze göz ilkesi bütün dünyayı kör eder.'
'Huzur her anın içinde hepimiz için var. Bu, bizim seçimimizdir.'
'Her şey bilincimizin derinliklerinde, hem şefkat tohumlarına hem de şiddet tohumlarına sahip olduğumuzu fark etmemizle başlar. Zihnimizin her türde tohum içeren bir bahçe gibi olduğunun farkına varırız: Anlayış tohumları, bağışlama tohumları, farkındalık tohumları ve ayrıca cehalet, korku ve nefret tohumları. Herhangi bir anda, içimizdeki bu tohumların gücüne bağlı olarak, şiddet veya şefkat ile hareket edebileceğimizin farkındayızdır...'
Reklam
"Eğer eviniz yanıyorsa, yapmanız gereken en önemli şey geri dönüp yangını söndürmeye çalışmaktır, evinizi yaktığında inandığınız kişinin arkasından gitmek değil. Eğer evinizi yaktığında inandığınız kişinin arkasından giderseniz, siz onun peşinden koşarken eviniz yanıp kül olur."
Sen hangi kurdu beslemeyi tercih ediyorsun?
'Kızılderili bir büyükbaba, torununa dünyadaki şiddetten ve gaddarlıktan söz ediyor, bunların nasıl ortaya çıktığını anlatıyordu. Bunun, kalbinde savaşan iki kurt gibi olduğunu söylemişti. Kurtlardan biri kindar ve öfkeliydi, diğeriyse anlayışlı ve iyi yürekliydi. Genç adam, büyükbabasına kalbindeki savaşı hangi kurdun kazanacağını sordu. Büyükbabası, 'Kazanan kurt, beslemeyi seçeceğin kurt olacak.' diye yanıt verdi
'Başkalarına yardım etmeye hazır olmak, ego baloncuğunu patlatmanın en hızlı yollarından biridir.'
Sayfa 100Kitabı okudu
'Bütün etiketler ve onlarla ilgili görüşlerimizin ve düşüncelerimizin tamamı keyfidir.'
Yani acıya tutunmayın.
'İçinizdeki huzursuzluğu dış etkenlerin veya kendi zayıflıklarınızın üstüne atmak yerine anda kalmayı ve deneyiminizin farkında olmayı tercih edebilirsiniz- onu reddetmeyin, onu tutunmayın, hikayeler üretip kendinizi kandırmayın. Acı çekmenin gerçek nedenini ele alan eşsiz bir tavsiyedir bu- sizin, benim ve tüm canlıların çektiği acıdan söz ediyorum.'
Canınız yanarken kendi eylem ve duygularınıza odaklanın.
'Öfkelendiğinizde kendinize geri dönün ve öfkenizle ilgilenin. Ve birisi size ıstırap çektirdiğinde geri dönün ve ıstırabınızla, öfkenizle ilgilenin. Bir şey söylemeyin ya da bir şey yapmayın. Öfkeliyken söylediğiniz ya da yaptığınız şeyler ilişkinize daha çok zarar verebilir. Pek çoğumuz bunu yapmıyoruz. Kendimize geri dönmek istemiyoruz. Karşımızdaki kişinin canını acıtmak için onların peşinden gitmek istiyoruz. Eğer eviniz yanıyorsa, yapmanız gereken en önemli şey geri dönüp yangını söndürmeye çalışmaktır, evinizi yaktığına inandığınız kişinin arkasından gitmek değil. Eğer evinizi yaktığına inandığınız kişinin arkasından giderseniz, siz onun peşinden koşarken eviniz yanıp kül olur. Bu akıllıca değildir. Geri dönüp yangını söndürmelisiniz. Öfkeli olduğunuzda, diğer kişiyle etkileşime geçmeye veya tartışmaya devam ederseniz, onu cezalandırmaya çalışırsanız, eviniz yanıp kül oluken kundakçının peşinden koşan biri gibi davranmış olursunuz.'
Reklam
Dualite- İkilik
'Temel bir parçacığın doğasına derinlemesine bakan bilim adamları, bazen bir dalga ve bazen de bir parçacık olarak ortaya çıktığını keşfettiler. Bir dalga, parçacıktan oldukça farklıdır. Bir dalga, sadece bir dalga olabilir. Parçacık olamaz. Bir parçacık ise sadece parçacık olabilir, dalga olamaz. Ama dalga ve parçacık aynı şeydir. Ama ona dalga ya da parçacık demek yerine, İngilizce dalga anlamına gelen 'wave' ile parçacık anlamına gelen 'particle' kelimelerini birleştirerek 'wavicle' diyorlar. Aynı şey bizim zihnimiz için de geçerlidir. Dualistik görünüşümüz bize, zihnin beden olamayacağını ve bedenin zihin olamayacağını söyler. Ancak daha derinden baktığımızda bedenin zihin, zihnin ise beden olduğunu görüyoruz. Eğer zihni ve bedeni birbirinden tamamen ayrı olarak gören dualiteyi ya da ikiliği aşabilirsek, gerçeğe yaklaşabiliriz.
Sayfa 16 - Sola UnitasKitabı okudu
'Bir çiftçi, herhangi bir etkisi olmayan bir gübre kullandığında, gübreyi değiştirmek zorundadır. Aynısı bizler için de geçerli. Eğer bir kaç ayın sonunda, yaptığımız uygulama herhangi bir dönüşüm ve iyileşme sağlamamışsa, durumu yeniden gözden geçirmemiz gerekir.'
Sayfa 13 - Sola UnitasKitabı okudu
"Rüzgar, dev bir meşe ağacıyla da, ufacık bir ot filiziyle de aynı tatlı dille konuşur, Ve kim rüzgarın sesini aşkıyla daha da tatlı bir şarkıya dönüştürebiliyorsa, en yücesi odur."
"Çağdaş psikolojide, kabul etmek içimizde yükselen her şeyi anbean ve oldukları gibi kucaklama anlamına gelir. Bunlar bazen hoşlandığımız, bazen de bize kötü gelen hislerdir. Doğal olarak iyi hisleri devam ettirmek, kötü olanlara son vermek isteriz ama bunu bir amaç olarak görerek yola çıkarsak, bu iş yürümez."
"Endişelerinin kabul ettikçe azaldığını, reddettikçe çoğaldığını farketmişti."
Sayfa 25 - DiyojenKitabı okudu