Allah Teâlânın şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Ey kulum! Senin dualarını ve yakarışlarını derhal kabul ederdim, ama senin yalvarışındaki o ses benim hoşuma gidiyor. İnleyip sızlamaya devam edesin diye kabulü geciktiriyorum, çünkü inleyişindeki o sesi çok beğeniyorum."
Sayfa 63 - Sufi KitapKitabı okuyor
Peygamberler ve veliler insanın özüne/cevherine bir şey ilâve etmezler. Onlar ona sadece önceki hâlini hatırlatırlar.
Sayfa 57 - Sufi KitapKitabı okuyor
Fakat sözsüz anlayan için söze ne hacet? Bu gökler ve yer, anlayan için sözün ta kendisidir ve onlar zaten "Ol der ve Olur" sözünden doğmuşlardır.
Sayfa 41 - Sufi KitapKitabı okuyor
Eğer saman çöpünde kehribardan bir parça yoksa, asla kehribara doğru gitmeyecektir.
Sayfa 19 - Sufi KitapKitabı okuyor
Gönül, hem Allah’ın nazargâhı olsun, hem kör . . . İmkân var mı buna?
Biz insanlar ne yapıyoruz?
Allah, “Biz gönüle bakarız, su ve topraktan ibaret olan surete değil” diyor .
“Bu gönlü ateş üstündeki kazanda kaynayan bir su bil!”
Suretini kırdın, yaktın mı her şeyin suretini kırdın demektir . Gönlü aydın bir ere kul olmak, padişahların başına taç olmadan daha iyi .
Meşhur atasözüdür: Duvar çiviye niye beni yaralıyorsun, der . Çivi de, beni kakana bak, diye cevap verir.