İstanbul mahalleleri yirmi otuz senede bir çehre değiştire değiştire yaşarlar ve günün birinde park,bulvar,yol,sadece yangın yeri,"hali arsa"geleceğe ait çok zengin ve iç açıcı bir proje olmak üzere birdenbire kaybolurlar.Dedelerimiz ahşap ev denen şeyi icat ettikleri gün,bir imkanı bize hazırlamışlardır.Tarihte ve bilhassa felsefedeki "sebep ve netice" davasını bu en iyi misalidir. böylece taa beş asırdan beri biz son derecede "imarcı bir millet olmaya hazırlanmış olduk. İstanbul mahallelerini her nesil için yeni baştan denebilecek şekilde vücuda getiren bu otuz senelik merhaleleri tarihi hadiseler hazırlarlar. Nitekim hadiseler sıkışınca bu gelişmenin de yürüyüşünü o nisbette artırdığını hepimiz görmüşüzdür.
Her bakış bir gözleme, her bir gözlem bir anlama ve her bir anlam ise bir bağlantı kurma eylemine dönüşür.Bu nedenle diyebiliriz ki ne zaman dünyaya dikkatle baksak aslında yeni bir kuram oluştururuz.
GOETHE
Bilinen bir şeyi unutmaya çalışmak özel bir gayret ister, zira insan daha ileri bir bakış açısına sahip olduğu halde, yapay bir biçimde daha geridekine dönmek zorunda kalır.
Sayısız insan kaderi budur:Gideceği yoldan çok da emin olmayan insan öncelikle sezgilerinin tinsel çağrısının peşinden gitmek ister,ancak öncesinde bu çağrıya uyabilmek için pek de isteyerek seçmediği bir meslek edinmek zorunda kalabilir.
+Cinsellik sorunu bir yüzyıl boyunca Avrupa'da karantina altına alınmıştır.Ne reddedilmiş,ne onaylanmış,ne tartışmalara konu edilmiş,ne de çözülmüştür,aksine mutlak bir sessizlik içinde hasıraltı edilmiştir.