Kök yaşamını düşündüğünde, esas sorunun, onu kırılgan yapan şeyin aslında sevgi eksikliği olduğunu anladı.( ...) Ne o kimseyi sevmiş, ne de sevilmişti. Kendi içi de, hayatı da bomboştu; yalnızca umutsuzluğu hissedebilen bir robot misali oradan oraya gidip normal bir insan gibi davranıyordu. Yalnızca en temel gereksinimlerini karşılıyordu.