Amerikan düşünce tarzı, ruhu ve mücadele azminin bir örneği olarak nitelenebilecek SAT komando kursu, birinci dönemden bugü­ne mezunların önemli bölümünde gözlenen ve yüce Türk ulusunun bir ferdi olmanın gururu, yaratıcılığı, zor şartlara dayanma azim ve kararlılığı gibi niteliklerle de birleşince mezunları bambaşka bir kalı­ba sokmuştur. SAT ismini sadece fiziki yeteneklere bağlayan bazı sığ görüşlerin aksine SAT komandosu olmak demek aslında bir yönüyle yeni bir karakter ancak kesinlikle bir yaşam tarzı seçmek demektir.
Sayfa 291Kitabı okudu
Asker/memur yetiştirmek üzere kurulmuş olan üniversite sistemimiz,istihdamın en büyük parçası durumuna gelmiş olan özel sektörün ihtiyaçlarından ya habersiz ya da onları umursamıyor. İşlevinin hâlâ içerik nakli olduğunu sanan yükseköğretim sistemi, öğrencilere gereken yetkinlik ve becerileri veremiyor. Uzağa gitmeyelim; üniversite mezunlarının önemli bir kısmı ingilizce konuşamıyor ve teknoloji okuryazarı değil. Vasıfsız mezunların işsiz kalmasına şaşırmamak gerek.
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
Türkiye'deki üniversitelerde ortak bir ders mi var nedir, kalasoloji meselâ,.. mezunların hepsi de kalas gibi... :)
Kore, 1960'lar ve 1970'lerdeki ekonomik kalkınma hamlesinin ilk günlerinde, uygulamalı uğraşlara karşı olan eski Konfüçyüsçü kültürel önyargılar nedeniyle gençlerin bilim ve mühendislik gibi meslekleri üstlenme konusunda isteksiz olduğunu gördü. Buna karşılık, Kore hükümeti kasıtlı olarak beşeri ve sosyal bilimler bölümlerindeki kontenjanları ve bu bölümlerin finansmanını kısıtlayarak bilim ve mühendislik mezunlarının en iyilerinin büyük ölçüde kısaltılmış askerlik hizmeti yapmalarına olanak sağladı. Tabii bu mezunların gireceği uygun işler olmasaydı daha fazla gencin bilim ve mühendislik alanlarından mezun olması ve diğer birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi bir sürü yüksek eğitimli işsiz demek olacaktı. Bundan kaçınmak için Kore hükümeti kamu politikası müdahalesi yoluyla sanayileşmeyi teşvik etti ve böylece bilim ve mühendislik mezunu bu gençlerin mezun olduktan sonra girebilicekleri iyi maaşlı ve entelektüel olarak tatmin edici işler yarattı.
Sayfa 11 - DomingoKitabı okudu
Okullardan mezunların verilmediği, gencecik ana kuzularının gidip dönmediği o savaş mermilerin havada çarpıştığı adeta bir ölüm kalım harbi.. Mehmet Akif'in ''Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor bir hilal uğruna yarabb ne güneşler batıyor dediği nice hilallerin battığı tek gayeleri ise geride kalanlara bir vatan bırakmak.. Sizlere hep minnettar kalacağız..
Yeni mektepler açılmış,gerek talebelerin gerekse mezunların sayısı çoğalmıştır. Mekteb-i Harbiye'nin talebe mevcudu büyük artış kaydetmiştir:Abdülhamid saltanatının başlarında 50 zabit mezun olurken,son on yılında 700 zabit mezun olmaya başlamıştır.İdare cihazı-bilhassa yabancı müdahalenin kendini şiddetle hissettirdiği bazı vilayetlerde- giriftleşmekte ve gelişmektedir.Memur ve personel sayısı kabardıkça kabarmaktadır.Hür düşünceye,serbest münakaşaya muhalif olduğu halde,Abdülhamid idaresi ilme ve Batı metodlarına itibar etmekten geri kalmamıştır.
Sayfa 135
Reklam
İyi bir eğitim almış münevverler, dinin bizatihi kendisini değil, bazı din anlayış ve yorumlarını tenkit ederler.Keşke böyle bir tenkit gücüne sahip mezunların sayısı çok daha fazla olsaydı..
Baby Boom'un Garip Tarihi
Yeni mezunların ebeveynleri genelde onları bu belirlenmiş yolda yüreklendirirler. Baby Boom'un garip tarihi, çaba harcamadan ilerleme göstermeye alıştıklarından buna hakları olduğunu düşünen bir belirsiz iyimserler nesli yarattı. 1945, 1950 ya da 1955'te doğmuş olun, hayatınızın ilk on sekiz yılında her yıl her şey daha da iyiye gitti ve bunun sizinle biçbir ilgisi yoktu.
Sayfa 74 - Pegasus yayınlarıKitabı okudu
" İşletme fakültesi mezunlarının yıllık fotoğraflarının incelenmesi sonucu daha çekici mezunların ileriki yaşamlarında daha fazla gelir elde ettikleri anlaşılmaktadır."
“En zeki öğrenciler tıp ve mühendisliğe gidiyorlar. İkinci derece mezunlar ise iş idaresi ve iktisat gibi bölümlere giderek birinci derece mezunların yöneticisi oluyorlar. Üçüncü derece mezunlar ise siyasete yöneliyorlar ve ülkenin siyasetçileri olarak birinci ve ikinci derece mezunlara hükmediyorlar. Fakat eğitimde tamamen başarısız olanlar ise ordu ve emniyete katılarak siyaset ve iktisata tahakküm ederek, onları mevkilerinden indirip, isterlerse öldürüyorlar. Gerçekten dehşet verici olansa asla hiçbir okula gitmeyenler din adamı oluyorlar ve herkesin kendilerine itaat etmesini sağlıyorlar.”
Reklam
Ayaküstü Sohbeti Öğrenmeden Olmaz
Standford İşletme Fakültesinin araştırmalarına göre başarılı mezunların, sosyal , girişken ve konuşkan kişiler olduklarıydı
200 syf.
·
Not rated
·
Read in 34 days
Bugün instagramda gördüğüm bir ileti kitabı bitirirken kafamda dönüp durdu. İngiliz Büyükelçisi Marriot "Arap Dünyasında Eğitim" başlıklı raporunda şunları söylemiş. "En zeki öğrenciler tıp ve mühendisliğe gidiyorlar. İkinci derece mezunlar ise iş idaresi ve iktisat gibi bölümlere giderek birinci derece mezunların yöneticisi
Yoldaki Mühendis
Yoldaki MühendisAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20244,499 okunma
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.