Korkarım ışığı resimlere ve bu kelimeleri yazmaya harcıyorum. Ölürüz, aşıklarla, kabilelerle zengin ölürüz, yuttuğumuz tatlar, nehirler gibi girip çıktığımız bedenler, içine gizlediğimiz korkular bu sefil mağara gibi. Biz gerçek ülkeleriz, güçlü adamların isimlerinin haritalara çizildiği sınırlar değil. Gelip beni rüzgarlar sarayına taşıyacağını biliyorum. Tek isteğim buydu; seninle, arkadaşlarımla, haritasız bir dünyada yürümek...
Nasıl oluyor bu? Aşık olup bütün dünyanın üstüne yıkılması nasıl oluyor? (MICHAEL ONDAATJE / İngiliz Hasta)
Reklam
Bir roman insanın yolculuğunda karşına çıkan bir ayna gibidir.
Yaşamının şu döneminde hücresinden dışarıya açılan tek kapı kitapları..
312 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Herkese Selam!
Bu kitap niye bu kadar az okundu? Kitabın hemen ardından filmini izledim ve bence film kitabı tamamlamış. Normalde filmler kitaba göre gölgede kalır ama bu ikisi bütünleşmiş. Farklılıklar tabii ki vardı ama beni rahatsız edecek derecede değil. Kitap İkinci Dünya Savaşı zamanı yolları kesişen, savaştan nasibini almış bir kadın ve üç adamı anlatıyor. Bunlardan biri de İngiliz hasta. Kitapta hemen hemen her duyguyu bulabilirsiniz. Aşk, tutku, merhamet, ihanet ve tabii bolca acı. Savaş psikolojisinde bile insanlığını unutmayan, görevini sonuna kadar yapan Hana, sen çok başkasın. Çok fazla bilgi sahibi olmadan okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Kitapta tek sevmediğim, anlatımda yer yer kopukluklar vardı ve bu kitabın akıcılığını bozuyordu. Bir daha okurmuyum emin değilim ama kesinlikle tekrar izlerim. Okuyacak olan herkese şimdiden keyifli okumalar.
İngiliz Hasta
İngiliz HastaMichael Ondaatje · Alfa Yayınları · 2018229 okunma
Reklam
Bundan böyle, bireylerin toplumla sürekli savaşacağına inanıyorum ben. Buna bir kılıf uydurabiliyorsak her şeye bir kılıf uydurabiliriz demektir.
Sessiz yaşayanların daha özgür olduğunu çok küçük yaşlarda öğrenmiştim ben.
Kimi insana vız gelir haksızlıklar, kimisi ise yıkılır kalır.
Ölürken ne çok şey götürürüz yanımızda değil mi? Aşklar, kabileler, tatlar, içinde kendimizi kaybettiğimiz gövdeler, kişilikler, mağaralar gibi içimizde sakladığımız korkular.
Reklam
Bilgelik, küçücük bir duygu kırıntısından doğabiliyordu. Bir bakış, bir kuramın paragraflarına dönüşebiliyordu.
... sürekli okuyordu, içine kapanmıştı, sanki bir şey olmuştu ya da insanlığa dair harika bir şeyin, insanın değişebileceğinin farkına varmış gibiydi.
Kip'e göre insan yüzünün en çok açık veren organı ağızdır. İnsanın ağzına bakarak kıskançlıktan şekilden şekle girişini ya da sevecenlikle yumuşadığını görmek çok güç değildir. Ama gözler, dışarıdan gelen en ufak bir ışık yansımasıyla kısılır, küçülür, donuklaşabilir, içlerindeki anlamı gizleyebilir.
Sessiz yaşayanların daha özgür olduğunu çok küçük yaşlarda öğrenmiştim ben.
Nasıl oluyor bu? Aşık olup bütün dünyanın üstüne yıkılması nasıl oluyor?
943 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.