Spoiler içeriyor.
Sevip sevmediğimden emin değilim, dil akıcıydı ve hızlı bitirdim bu artı bir yön fakat diğer yönlere gelirsek..
Öncelikle karakterlerde bir derinlik bulamadım, kendimi tam anlamı ile o dünyanın içine, onlara çok yakın hissedemedim, yüzeysel işlenmişlerdi. Örneğin, maranın ölen arkadaşlarına okuyucu olarak hiç üzülemedim, ve komiktir ki mara da pek üzülmedi. Cenazelerinde bile başka bir konu hakkında ailesi ile sohbet ediyor ve dindar bir aile değildik diyerek bağlıyor...Maraaaa en yakın arkadaşların ölmüş üzülmek için dindar mı olman lazım diye bağırasım geldi.
Ve Noah...bu karakterin o kadar hayranı var ki pdqmfkwfnsjds yani tamam çok yakışıklı british aksanı var tamam da o tavırları ne ya, sürekli sus, soru sorma, benimsin cart curt. Sorun şu ki bir kaç yıl önce okusam ona ben de hayran olabilirdim.. kitabın hayran kitlesini az çok anlayabiliyorum.
Ve bazı sahneler alacakaranlıktaki sahnelere o kadar benziyordu ki.. :D noahın evi, arabayla okula giriş sahnesi...ya resmen aynısıydı koptum.
Konu da fena değildi ama o da çok yüzeysel işlenmişti, ve yaklaşık 300 sayfa fantastiği ucundan koklatıp koklatıp geri kalanında lise draması okuduğumu hissettim... son kısımlarda bazı şeyler açıklığa kavuştu neyse ki ve biraz hareketlendi.. o yüzden devam kitabına başlayacağım birazdan. Umarım daha iyidir.