"Ölürken, gözlerimizde parlayan son ışık milli mirasın hayali olacaktır."
1918 yılında bozguna uğratılan Türkiye iki yıl boyunca dinlenebildi. Bu iki yıl içinde Türkler canlandılar. Yeni, genç ve yurtsever duygularla hareket eden bir nesil ortaya çıkarak Anadolu'daki kendi ordusunu yeniden örgütlemeye başlamıştı. Türkiye'de milli bilinç ve kendini savunma içgüdüsü uyanmıştı.
Sayfa 61 - 31. BasımKitabı okuyor
Reklam
Galata Kontosu
Üner Birkan’a Benim hiç Çin’de bir ablam olmadı Hiç çiçekçi dükkânım İvan Milinski Üç Galata gecesi Ceneviz kerhânesinde Boyalı kunduralarıma büyük erkekliğime baktı kaldı Dişleri kâmilen altın dövülmüş bir kadının yüzü Peki bu Güzel Avratotu da kim yahu? Oldum olası ayakta bira içiyor Galiba yine yüz kişi ütülemiş kayıkta kızcağızı Biliyorsun
Eğer ulusal talebi düzenleyerek. . . işsiz insanların gönülsüz ataletini ortadan kaldırabilirsek, milli hasılaya gerçek bir katkıda bulunabiliriz. Sidney Webb Beatrice Webb
"Eskiden vücuttaki uzuvlardan pek çoğunun adını söylemek ayıpmış: Meme, karın, kalça, bacak, baldır, ayak gibi sözlerden birini ağza almadan evvel, bir "affedersiniz" deyip sesi alçaltmak lazımmış. Şimdi bacağını göstermek ve beğendirmek bile ayıp değil. Senin ipek çorabın içinde bir ruh varsa bunu benim avucum anlar. Onunla başka türlü bir temas ve muhabere vasıtası bilmiyorum. Belki diz kapağının da bir ruhu var. Ruh, ruh... Yürürken belin bir kıvrılışı... Oradan bir seyyale geçiyor şüphesiz... Fakat o bende aynı cinsten bir seyyale arıyor. Sen boyadığın ve süslediğin vücudunla ~bende hangi duyguya hitap ediyorsan ondan cevap alıyorsun.~ İskarpinin açık penceresi önünde oturan ve seyredilmekten hoşlanan topuğun benden merhamet mi istiyor? Kainatın sırlarına ait düşünceler mi istiyor? Milli heyecan mı istiyor? Ruh, ruh... Ne istiyor bu dekolte ayak benden? Bugün sokaklarda diz kapağına kadar açılan kadın bacakları hangi budalada Aristo'nun mantığına, Eflatun'un idelerine, Leibniz'in monadına dair fikirler uyandırır? Göğsünüzde zıp zıp sıçrattığınız yuvarlaklar Bach'ın Ave Maria'sını mı söylüyor, Süleyman Dede'nin mevlidini mi?"
Uzun yıllar Fenerbahçe'nin sembolü sayılan Zeki Rıza Sporel (1898-1969) birinci takıma 15 yaşında girmiş, 18 yıl oynamıştı. 332 maçta sahaya çıkarak 470 gol attı. Katıldığı 16 milli maçta da 15 golü vardı. 1934'de futbolu bıraktı.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.