Damar Arıkoğlu Türk kadını ve onun Millî Mücadele’deki kahramanlığı için; “… Ulus meydanına dikilen, Atatürk’ün at üzerindeki heybetli abidesinin etrafında sırtında top mermisi taşıyan bir köylü kadınının heykeli ne bir masal, ne de bir efsanedir, hakikatin tam kendisidir. O günlerin kara ve mazlum zamanında yaşayan her fert bunun ne demek olduğunu bilir” demektedir.
Yüz senedir her partinin, üstüne kezzap dökmekten başka bir şey yapmadığı, fakat bir türlü kurutamadığı Türk'ün ruh kökünde bir damar gibi atan milli nizam hasretine ve ona yol açacak partiye selâm olsun!..
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
Ada
Nüfusumuz çok olmadığı için bolluk içinde yaşıyoruz. Ancak, bolluk içinde olmamıza karşın, bugün Batıya boyun eğdiren kışkırtıya -aşırı tüketime- karşı durabildik. Gereksindiğimizden altı kat fazla yağlı besin tıkınarak damar sertliğine uğramadık. İki televizyonun bizi bir televizyonun, iki katı mutlu edeceğine inandırmadık kendimizi. Dahası, ulusal gelirimizin (gayrisafi milli hasıla-GNP) dörtte birini Üçüncü Dünya Savaşına, ya da Dünya Savaşının küçük kardeşi binbilmemkaçıncı bölgesel savaşa hazırlamak için harcamıyoruz. Silahlanma, uluslararası borçlanma, planlı olarak yeni modeller teknolojik yeniliklerle malların eskitilmesi – Batının refahını ayakta tutan üç temel direk bunlar. Savaş; savurganlık ve tefeciler ortadan kalksaydı uygarlığınız çökerdi.
28 Şubat atmosferi aynı zamanda statükonun pozisyonuna dair bilgileri güncellemek anlamında önemlidir. 28 Şubat Dönemi merkezin farklı kimlik taleplerine yönelik sekter ve otoriter tavrını gözler önüne sermiş, Tek Parti Dönemi atmosferini yeniden üretmiştir. Jakoben, elitist, vesayetçi damar bir kez daha kendisini halktan üstün görmüş, siyasetin içi boşaltılmış, toplumdan uzaklaştırılmıştır.
Sayfa 188Kitabı okudu
Biz, bu hayatî noktayı taahhüd değil, Allahtan niyaz etmek makamındayız; ve sadece, umumî şartların kendilerini nasıl bir taahhüd altına aldığını göstermek borcundayız. Ne mutlu, böyle bir taahhüd altına girmek, onu omuzlamak ve gerekirse altında ezilmek cesaretini gösterenlere..Yüz senedir her partinin, üstüne kezzap dökmekten başka bir şey yapmadığı, fakat bir türlü kurutamadığı Türk'ün ruh kökünde bir damar gibi atan milli nizam hasretine ve ona yol açacak partiye selâm olsun!..
Sayfa 230 - Büyük Doğu Yayınları
Kanlı Pazar sonrası
Türkiye'nin milliyetçi ve muhafazakârlarn içinse Kanlı Pazar, ABD'nin dostluğunu kazanmak anlamına geliyordu. Kanlı Pazar'la birlikte Ruzi Nazar ve Komer'in yol göstericiliğinde, Fuat Doğu'nun organizasyonuyla, Alparslan Türkeş, Mehmet Şevket Eygi ve bazı tarikat liderleri, ABD gibi muhteşem bir yol arkadaşına kavuşmuş oldular. Asıl sevinense, Türkiyede kendisi için yeni bir damar yolu açmış olan ABD-CIA'di. Zamanı geldiğinde, giderek daralma istidadı gösteren sözde demokrat damar yani Menderes-Demirel çizgisinin defteri dürülebilirdi. Onun yerini dolduracak yeni damar artik işbașındaydı. Milliyetçi Hareket Partisi'nin'" yan sıra sahaya siyasal bir parti olarak sürülecek tarikatçılar, 88 günü geldiğinde, ABD-CIA çizgisini Türkiye'ye uzun yıllar hükmetmek üzere devralabilirlerdi. 88- 1950'lerde Demokrat Parti ve 1960'larda Adalet Partisi içinde örgütlenen tarikat mensupları, 26 Ocak 1970'te Milli Nizam Partisi adrıla, Necmettin Erbakan'ın başkanlığında ilk siyasi partilerini kurdular. Bu parti zaman içinde Milli Selamet, Refah, Saadet, Adalet ve Kalkınma Partisi adlarıyla siyaset sahnesinde yerini aldı. Partilerin devamlılığuna işaret eden isimse Milli Görüş oldu.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.