Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Saf bir milliyetçilik, inanç bağını yok sayar ya da inanç bağının toplum içinde bir cephe oluşturmasına izin vermez İnanç bağı üzerinden cepheleşmeyi, milleti parçalamak olarak görür.
Sayfa 130 - "Millet" kelimesi, Kur'an-ı Kerim'de din anlamında kullanırken milliyetçiler "kavim" anlamında kullandılar.
"İnsan kulübede başka türlü düşünür, sarayda başka türlü...."
Reklam
Yaşadıkları toplumun "kutsal"larını ciddiye almayan, şahsı hayatlarında ise bol para kazanmak ve iyi yaşamaktan daha büyük bir "kutsal"ı olmayan bir alay münafık...
Bir Fransız şairinin dediği gibi, "Aşktan nefrete geçilebilir, ama nefretten aşka geçilmez!" Karşılıksız aşkların mukadder akıbeti, bilhassa böyle bir güzergâh takip eder.
Atatürk'ün tabutunun arkasındaki altı meşale..
Atatürk'ün tabutunun arkasında ayrı ayrı duran altı meşale, aslında, hayatta olanların, ölmüş kişinin asla unutulmaması arzusunu temsil eden geleneksel bir cenaze merasimi simgesi olan ebedi ateşin yerini tutuyordu. Meşalelerin sayısı (altı) doğrudan doğruya, Atatürk ve onun Cumhuriyet Halk Partisi tarafından ileri sürülen ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin ideolojisini oluşturan Kemalizmin ilkelerinin sayısından geliyordu: cumhuriyetçilik, laiklik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik ve inkılapçılık (Ulus 21/11/1938, 5). Bu suretle, meşaleler Atatürk' ün kendisinin asla unutulmaması arzusunu temsil etmekle kalmıyor, Atatürk'ün ideolojisinin ebediyete kadar yaşaması umudunu da yansıtıyordu.
Reklam
1930’lardan sonra tarım kesim inde yaşanan krizler ve toprak üzerindeki nüfus baskısı sonucu kentli nüfus büyük artış gösterdi. Kentlerde artan işsizlik, daha radikal siyasal eğilim lerin ortaya çıkm asına neden olm uştur. Siyasal libera­lizmin tem silcisi Vefd partisinin bu sorunları çözm ede gös­ terdiği başarısızlıklar Genç Mısır örgütü gibi faşist örgütlen­ m elerin önünü açmıştır. Aynı dönem de, aynı sanayi merkez­lerinde hem komünistlerin, hem de Müslüman Kardeşler örgütünün işçiler arasında örgütlendiği görülüyordu. Mısırlı aydınlar ve işçi sınıfı bozulan ekonomik koşullarının düzel­mesi, ulusal ve sosyal özgürlüklerin sağlanması gibi hedefler güderek Marksist düşüncelere yanaşm ıştır. Komünist hare­ketin 1930’larda yaşanan ikinci evresinde ülkede milliyetçi­lik yükselm iş, hareket içindeki Mısır kökenliler ile Mısırlı olmayanlar sorunu tartışma konusu olmuştur. Mısır toplumunun gelişim ini sosyal sınıfların varlığını reddeden ve sendi­ kal hareketi daha geniş milliyetçi hareketin bir parçası ola­rak algılayan görüşler değer kazanmıştır. Yabancı işgali­ nin yaşandığı ülkede M ısırlılara ait tüm işletmeler milli ku­ruluşlar olarak görülmekteydi.
'Son çâre' en kötü çâredir ve yenilgidir. Gelecek nesillerin hep birlikte gurur duyacağı ve herkes için kazanç anlamına gelecek şey ne ise hakikî çâre odur.
Etnik kökene dayalı siyasî kimlik temelinde ayrılıkçı tezler savunan, terör örgütü ile iç içe olduğunu inkâr bile etmeyen Kürtçülerin her türlü söz ve eylemini demokratik hak ve 'özgürlük talebi sayıp meşrûlaştırırken, birlik ve bütünlük kaygısı taşıyan veya bundan yana tavır koaayan herkesi ve her türlü millî çıkar anlayışını faşizmle özadeşleştiren bu komünizan husûmet ve liberal gaflet biriken tepkinin aslî failleri arasındadır!
Yürüdüğümüz 'berzah'da, en büyük tehlikelerden biri, inat ve ısrarla PKK şiddeti ve Kürt ırkçılığını mazur gösterip Türklüğü ve Türkiye Cumhuriyeti'ni her fırsatta aşağılamayı, Türkiye'ye karşı kim olursa olsun daima onun tarafına geçmeyi, bitmez tükenmez bir hınçla hep Türkiye'yi haksız, başkalarını haklı görmeyi varlığının gayesi haline getirmiş, vatan ve bayrak sevgisini bile faşizmle ilişkilendirmeyi entelektüel analiz zanneden, ortalama Türk'ün de ortalama Kürt'ün de hiç bir mukaddesini paylaşmayan teslimiyetçi solcularla onlara teslim olmuş liberallerden geliyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.