176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Üç Tarz-ı Siyâset
Üç Tarz-ı Siyâset
Yusuf Akçura
Yusuf Akçura
Yazar; Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük diye de adlandırılan bu fikirlerin faydaları, zararları, gelişme aşamaları üzerinde durmuş; bunlardan hangisinin Osmanlı devlet yapısına uygun olduğu üzerine tezler geliştirmiştir. Yazar, bu üç konudan bahsederken bunların her birini ayrı bir bölüm olarak işlemiştir. İlk önce Osmanlılık hakkında yorum yapan Akçura; Osmanlılığın II. Mahmud devrinde başladığını, Abdülmecid devrinde geliştiğini, Ali ve Fuat Paşalar zamanında en iyi duruma geldiğini belirtir. Osmanlılığın önemini yitirmesi ise Batı’da ırka dayalı milliyet anlayışının yayılması ile olur. Yazar, Osmanlılığın faydalarının olduğu gibi zaralarının da olduğunu anlatır. Özellikle, milliyetçilik anlayışının gelişmeye başladığı dönemden itibaren Osmanlı birliği kurmak istemeyi boş bir uğraş olarak görür:
Üç Tarz-ı Siyâset
Üç Tarz-ı SiyâsetYusuf Akçura · Kapı Yayınları · 20202,310 okunma
Osmanlı'nın sonunu hazırlayan akım ;milliyetçilik
Türkiye'de azınlık denen küçük ulus parçaları, politikaya burunlarını sokmadıkça çok rahat yaşamışlardır. Bizim azınlıklarda, politika hep dış memleketlerdeki efendilerimizden üflenir.
Reklam
Batının yaptığı bütün anlaşmalarda nihaî hedefi, Müslümanların yaşadığı toprakları bölmek ve milliyetçilik hastalığını aramıza yaymaktı. Batı Müslümanların vâh- detini nasıl ortadan kaldıracağını çok düşündü ve en ufak bir şüpheye yer bırakmadan milliyetçilik olan bu kronik hastalığı bir çözüm olarak buldu.
“Milliyetçilik” düşünsel manada sefilliktir. Dünya ile uyum sağlayamamış, medeniyetten nasiplenmemiş, kendini hiç yenileyememiş, sürekli sorun üreten, korkak, kurusıkı, eğitim fakiri, hamasi, uyumsuz, ilkesiz, mızmız ve açık ara çağ dışı kalmış bir tükenmişliktir!
210 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitap kalbimi paramparça etti. İnanılmaz hüzünlü bi hikayeye şahit olmak istiyorsanız okuyun. Ama size ne katar bu hikaye bilemedim. Benim ilk kez altını çizdiğim hiçbir şey yok bir kitapta. İlgimi çeken birkaç şeyi söylemek gerekirse kitabın bir yerinde karşıdakine hakaret etmek için “milliyetçi misin?” diyordu adam. Çok garip geldi. Komünist yönetimde demek ki milliyetçilik baya kötü bir şey sayılıyor. Ayrıca komünist yönetim nasıldır onu da görmüş oldum okurken, artıları eksileri var her yönetim şekli gibi. Özel mülkiyet yok her şey halkın ve yine halkın yararına ortak kullanılıyor eşitlikçi bir yapı var. Çinli köylülerin yaşadığı fakirlikleri okurken kıtlık zamanları insanların ne büyük açlıklar çektiklerini az da olsa anladım diyebilirim ve çok etkilendim. Ananem anlatırdı kıtlık zamanı Rize’de hiçbir şey kalmamış mısırın koçanını değirmende öğütüp yerlermiş kabız olurmuş herkes ama yiyecek başka bi seçenek kalmadığından açlıktan ölmemek için yerlermiş mecbur. Tarihin en şanslı çocukları olabiliriz diye düşündüm, ben acıkınca bir tıkla istediğim şeyi yiyebiliyorum ne büyük lüks aslında yaşarken fark edemiyoruz da. Neyse bolca şükretmek istiyorsanız okuyabilirsiniz ama benim gibi fazla empatik biriyseniz okurken kalbinizin deli gibi acıyacağını da bilin ona göre karar verin.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201634,4bin okunma
Artık bu memleket ve millette, özgürlük ile irticanın(gericiliğin) mücadele ve çatışması bir hayat memat meselesi oluvermiştir. Özgürlüğün galip gelmesi hayat; gericiliğin baskın çıkması ise ölümdür. Bizi ölüme sürükleyenlerle bir arada yaşamak, onlarla iyi geçinmek olanaksızdır. Bunlara karşı var gücümüzle mücadele kaçınılmaz bir zorunluluktur. İşte bu haldeyiz, bu noktadayız, bu konumdayız.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.