Ed

Bırak, hücrede bir mum olsun gözlerin, bakışın da bir fitil, bırak, kör olayım, onu yakacak kadar.
Sayfa 42 - İş bankası yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Beni de dönüştür acıya. Beni de kat bademlerin arasına.
Sayfa 30 - İş bankası yayınlarıKitabı okuyor
Geç ve Derin
Uyarıyorsunuz bizi: Günah işliyorsunuz! Bunu biz de biliyoruz, Üstümüze gelsin günahlar. Uyaran ne kadar işaret varsa, hepsinin günahı bize yüklensin, gelsin boğulan deniz, geri dönüşün zırhlara bürünmüş fırtınaları, gelsin gece yarısından farksız gün, hiç olmadık ne varsa, gelsin! Ama bir insan da, mezardan çıkıp gelsin.
Sayfa 26 - İş bankası yayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ellerin zamanlarla dolu
ELLERİN zamanlarla dolu geldin bana - dedim ki: Kahverengi değil saçların. Bunun üzerine onları hafifçe acının terazisine bıraktın; benden ağırdılar... Sana gemilerle gelip yüklüyorlar, sonra satışa çıkarıyorlar hepsini şehvetin pazarlarında - Derinlerden geliyor gülümsemen, ben ise hafif kalan kafede ağlamaktayım. Ağlıyorum: Kahverengi değil saçların, denizi sunmaktalar sen onları dalgalandırırken... Fısıldıyorsun: Dünyayı doldurmaktalar benimle, bense, bomboş bir yoldan başka bir şey değilim senin yüreğinde! Diyorsun ki: Kuşan yılların yapraklarını - zamanıdır artık gelip beni öpmenin! Ama yılların yapraklarının aksine, artık kahverengi değil saçların.
Sayfa 18 - İş bankası yayınlarıKitabı okuyor
Keşke imkân olsaydı da (ki insan tabiatı için bu asla mümkün değildir) herkes, hepimiz, benliğimizin en gizli köşelerini olduğu gibi açığa vurabilseydik; başkalarına, hatta en yakın dostlarımıza, sırası gelince kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz ne varsa, hepsini korkmadan ortaya dökebilseydik, dünyayı saracak pis kokudan hepimiz boğulurduk.
Sayfa 279 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
Reklam
1.745 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.