…………..……………………………………………………………
Yordanka Beleva (d. 1977) Bulgar öykü yazarı ve şairdir. Bulgar Filolojisi ve ardından Kütüphane Yönetimi alanında yüksek lisans, Kütüphanecilik ve Bilgi Bilimleri alanında doktora derecesine sahiptir.
Keder, ünlü ödüllü çağdaş Bulgar şair ve yazar olan Yordanka Beleva'nın hikayelerinden oluşan bir
Sahi bir kitap insanı ne kadar değiştirir veya gerçekleri suratına ne kadar çarpabilir? Benim için hepsine cevap veren bir kitap oldu. Kimi zaman en sevdiğim yazarlardan olan ‘Jack Kerouac’ alıntılarıyla karşılaşırken, kimi zaman toplumda saygının yaşla değil, karakterle olması gerektiğine değindi. Kimi zaman özgürlük kavramı üzerinde dururken kimi zaman da minimalist yaşamı anlattı… Değindiği her konuda saatlerce düşündüm, yaşadığım hayatı, hayallerimi bir kere daha üzerinden geçip güncelleme yapmamı sağladı. Bir telefon uğruna veya daha lüks kıyafetler uğruna saatlerce sevmediğimiz insanlara tahammül etmemizin saçmalığını haykırdı resmen. Cesaret edip farklı bir hayata ne kadar geçebilirim bilmiyorum ama kesinlikle bu kitabı okumadan önceki Hasan değilim artık. Uzun süredir ilk defa bitmesin diye baktığım bir kitap oldu. Herkese tavsiye ederim.
buradaşuanadekyazmışolduğumincelemelerarasındakibuenuzunincelememiokuyanherkeseşimdidenteşekkürler
(ben olsam uzun demez okurdum. kendim yazdım diye demiyorum. valla. bak yemin ettim. lol.)
okumuş olduğum bu kitap floridadaki ringling kolejinde mimarlık, sanat ve
Minimalist bir düşünce yapısı, sahip
olduğumuz ve hayatlarımıza kattığımız eşyalarla ilgili karar verme
yöntemimizi değiştirecek.
Bu, kısa vadeli bir çözüm değil, yeni,
harika bir yaşam tarzı için uzun vadeli bir kararlılık.
Evlerimiz –günlük
hayatlarımızın kapları– kalabalıktan taşarken, ruhlarımız eşyalarımız
arasında ikinci plana atılır. Yeni deneyimler için gereken zamana,
enerjiye ve alana sahip değilizdir. Sıkışmış ve engellenmiş hissederiz,
sanki bedenimizi esnetemez ve kendimizi ifade edemezmişiz gibi.
Minimalist olmak sahip olduklarımızın üstünde kontrol sahibi
yapar bizi. Alanımızı geri alır ve evlerimizin fonksiyonunu,
potansiyelini geri kazanırız. Evlerimizi, hayatlarımızın özü için açık,
havadar, boş kaplara dönüştürürüz. Kalabalığın diktatörlüğünden
bağımsızlığımızı ilan ederiz. Bu kesinlikle özgürleştiricidir!