"Boş zaman yoktur. Boşa geçen zaman vardır."
Sayfa 103Kitabı okudu
Gılgamış Destanı konusu
Gılgamış, yabanıl arkadaşı Enkidu'yla birlikte, Tanrı Enlil'in Amanos yöresindeki Sedir Ormanları'na gözcü ola­rak koyduğu Humbaba adlı korkunç bir devi öldürür. Bu­nun üzerine, aşk tanrıçası İştar, Gılgamış'a aşık olur. Ama Gılgamış ona yüz vermez. Buna çok içerleyen tanrıça gökten korkunç bir boğa indirip Gılgamış'ın üzerine salar. Ama Enkidu hayvanı öldürür. Ne var ki bu sonuca çok öfkelenen İştar'ın verdiği ölümcül bir sayrılıkla kendisi de ölür. Gılga­mış için bir yıkım olur bu ölüm. "Ben de Enkidu gibi ölecek miyim?" diye ağlar, dövünür. "Ölümsüz yaşam"ın gizini aramak üzere yollara düşer. Tanrı Ea eliyle yeryüzünde tek bir kişiye verilmiştir ölümsüzlük: Büyük Tufan'da "yaşamın tohumu"nu kurtaran Ut-Napiştim'e. Gılgamış uzun, güç bir yolculuk sonunda onun oturduğu "mutluluklar ülkesi"ne, Dilmun'a ulaşır. Öğrenir ondan ölümsüzlüğün gizini. Deni­zin dibindeki bir bitkidedir bu giz. Suyun derinlerine dalıp çıkarır onu.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
Her hareketlerinin bir manası vardı, ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. Ben ise, dingilden fırlayarak, boşta yuvarlanan bir araba tekerleği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum. Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu.
Sayfa 124
“Atreoğlu, alnı ve gözleriyle gürler sesli Zeus'a, beli ve kemeriyle Ares'e, göğsü ile Poseidon'a benziyordu. Sürünün inekleri ve başka hayvanları arasında, boğa. bütün gözleri üstüne nasıl çekiyorsa, Zeus da Atreoğlunu, o gün, binlerce kahramanlar ortasında seçilen, bakışları üstüne çeken heybetli bir hale koymuştu.”
Kafelerde başkalarını dinleyen katipler, işçiler, satıcılardır bunlar. Kırklı yaşlara gelince, bir türlü dışarı dökemedikleri tecrübelerle şiştiklerini hissederler. İyiki çocuk yapmışlardır, böylece tecrübelerini hemen orada kullanabilirler. Geçmişlerinin boşa gitmediğine, anılarının biraraya gelip ağır ağır bilgelik halini aldığına inandırmak isterler sizi. Kullanışlı geçmiş!
Sayfa 106 - Can Yayınları
Tutkudan Daha Fazlası
"Çıt, çıt işte," dedim. " Yani elbise çıt çıt'ı değil. Herşey iyi giderken konunun bir yerde boka sarması, kopması yani " "Her şeyin iyi gittiğini nereden çıkardın?"
Sayfa 20
Reklam
Olanlar Oldu Bitti
bütün sürpriz yumurtalarımdan rezil oyuncaklar çıktı boşa çekilmiş bir filmmiş ömrüm fragmanına aldandım tamamı berbat çıktı
İsveçli oyun yazarı Strindberg (1849-1912)
aile kurumunu, kolay bir hayal isteyen kadınların sığındığı bir huzurevi olarak, erkekler için bir hapishane ve çocuklar için bir cehennem olarak tanımlarken, in­anların ona bağladığı umutları boşa çıkarmış olması karşısında duyduğu hayal kırıklığını dile getiriyordu, ona bu sözleri söyleten “isdediği gibi bir insan olamamanın azabı” nedeniyle kapıldığı umutsuzluklu, başından geçen üç evliliğe rağmen. Ne var ki insanlar fazla basit umutların peşine düşmüşlerdir, çünkü kendi geçmişlerini unumuşlardır.
Sayfa 355 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okuyor
Şarap içtiğinizde, böyle şüpheli bir ışıltıya kanmayın; gece ve şarap buluştuklarında güzellikle ilgili yargılarınız kolaylıkla boşa çıkabilir.
../her gün bir tanesi boşa çıkan ümitlerin peşine düştüğü zamanları unutmaz o.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.