Ne ola bu Don Kişot Kampçıları?
Biz, Don Kişot Kampçıları, bir grup edebiyat sever, kitaplara tutkun, hayatın yükünü satır aralarında hafifletmeye çalışan kimseleriz. Her birimiz farklı mesleklere ve uğraşlara sahip bir grup kitapsever olarak kitapları okuyup rafa kaldırmanın hüznüne karşın bu grubu oluşturduk. İnanıyoruz ki konuşulmadan kalan bir kitap ruhumuza işlemiyor,
HÜZNÜN İLMİHALİ: ROMY SCHNEIDER Hayat, yoksul bir oda sanki... Ha sırça köşk, ha gecekondu... Tüm odalar yoksul. Mahrumiyet duygusuyla var edilmiş doyumsuz bir canavar: İçine mutluluk, olgunluk, kariyer; olmadı utanç, masumiyet, şehvet... nice eylemi, nice erdemi, nice sıfatı ve hatta başka başka hayatları tıksan dahi nafile: Kendini bulmakta,
Reklam
Yağmur Özcan KIYICI
İlk görüşte aşktı, benim yaşadığım... O kadar harika bir insandı ki... Daha ilk buluşmamızda tamam demiştim; benim evleneceğim erkek bu… Onu tanımadan geçen yıllarıma bakıyorum da meğer ne kadar da yaşanmamışlıklar vardı, ne kadar boşmuş her şey... Nefes alıp vermeyi yaşamak sanıyor, kendimi aldatıyormuşum meğer… O da beni sevdi. Hem de çok...
Misafir filmi üzerine..
“The guest”/ مسافر / "Misafir” / 🎬 Ne ağıtlar, ne sancılar, ne de göz yaşları kurtarabilir miydi arayışı dahi olmayan pak günlerin gören gözü vicdanımızı aklamaya! İşte “misafir” kara örtülerle sarıp sarmalanan vicdana, zuhur vakti güneşini göstermekte.. Suriye muhacirlerinin gerçekliğini beyaz perdede yasıtmaya çalışan misafir, konforlu yaşantımızın pek nadide hayatlarında daha da konfor temennisinden olsa gerek asil kan taşıyan Türklerin “ Kendilerinden daha zengin oldukları, hastahanelerde öncelendikleri, her birinin devletten para aldıkları, az çalıştıkları, rahat yaşadıkları, ekonomik çöküşün temel müsebbibi saymaları, üstüne bir de yaptıkları hicreti hor görüp kaçak muamelesi yaparak savaşsalardı ya” şeklindeki iç seslerinden öte sesli feryatlarına karşı kişileri ayrıma tabi tutarak cevap vermektedir... Şayet kişi Yaratıcı tarafından kullarına bağışlanan anlama yetisini kaybetti ise ona “ gölge etme başka ihsan istemez” cevabını, tefekkür ve tedebbürü kaybolmayan yüce insana ise anlam dünyasınca vâroluş penceresinden öz vicdanında seslenmektedir.. Gidilmesi bir tavsiyeden fazlasını barındırmaktadır..