“ Hayat tecrübeleri hakkında bu kadar net ve onları başkalarına aktarmada bu kadar yetenekli biriyle hiç tanışmadım. Geçmişini tamamıyla görebilen birisiydi. Toy bir delikanlı iken nasıl yürüdüğünde, nasıl büyüdüğüne kadar her şeyi görüyordu. Bu ülkede bu tür insanlarla nadiren karşılaşılır. Sefalet ve zorluklar diğerlerinin hafızasını kötü etkiliyor olabilir. Geçmişle, çoğunlukla bir tür miskinlik halinde yüzleşirler. Ne yapacaklarını bilmeden, geçmişi garip bir gülümsemeyle başlarından savarlar. “
Eğer mutluluk, sürekli olarak erişilebilir bir şeyse, eğer reklam sayfalarına göz atmak ve cüzdandan bir kredi kartı çıkarmak için gereken birkaç dakikada mutluluğa erişilebiliyorsa, o zaman belli ki mutluluğa ulaşmayı beceremeyen bir benlik, "gerçek" ya da "sahici" değil; hepsi olmasa bile, miskinlik, cahillik ya da aptallık kalıntısı olabilir
Reklam
“Yûnus, Hak bahçesinde çığlıklar koparan bir şeydâ bülbülüdür. Gâh zârı ağlar, gâh hikmet incileri saçar, gâh tevhîd denizinde aşk gemisini yüzdürür… Gâh feleğin topunu çeler, gâh aşk arslaniyle cenk eder, gâh sevgilinin cemâlini arzular. Gâh miskinlik hırkasına bürünür, gâh dervişler meclisinde görünür, gâh şeyhinin hizmetine can atar…”
~"İstanbul'da hayat yok. Diyebilirim ki oradaki halk yaşamıyor, gaflet ve miskinlik içinde uyuşmuş, yalnız bitkisel hayat sürüyor."
Yanlış verilmiş bir savaş bağışlan­mak için neden olabilir mi? Aldatılmış olmanın özrüne sığınmak, bu da bir miskinlik değil mi?
Mehmet Akif Ersoy;
Hani Müslümanlık bir uhuvvet (kardeşlik) husule getirecekti. Nerede?.. Her tarafta Müslümanlık cehalet, Müslümanlar ise sefalet içinde mahvolup gidiyor... Müslümanların hepsi cahil; Arabı cahil, Türkü cahil, Kürdü cahil, Arnavutu cahil, hepsi cahil. Hepimiz igvaata (kışkırtmaya) kapılıyoruz... Biz cehaletimiz yüzünden, dinimizi bu hale getirdik. Dinimiz de bizi bu hale getirdi. İslam dini, miskinlik (uyuşukluk) dini oldu..
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.