Deden senden de az konuşurdu. Oltası elinde, insanların önünden geçip giderken sessiz sessiz gülümser; parkın kenarındaki, öğleden sonrasını geçireceği ırmak kıyısına giden yola sapmak için ağaçlar boyunca yürürdü. Günün birinde, suyun üstündeki dallarda cambazlık yaparken, saatim ırmağa düştü. Yıllar sonra, kurak bir yazda, ırmak alçalınca, deden buldu onu. Kurdum. Çalışmaya başladı. Sen öleli iki yıl olmuştu.