Bu kısa hikayeye kısa inceleme. Yazar kara mizah tarzı hissettirdi bana, Osman sen ne düşünürsün bilemem. Ve çok şanslısın Osman bende böyle sevgilim olsun isterdim. Onun mektuplarını okurdum ve ondan uzak kalmazdım Osman. Bir inceleme okudum çok güzeldi seni anlatıyordu Osman, okudum tanıştık. Albayım vardı birde Osmanım oldu. Teşekkürler Aylin.
DİKKAT! BU İNCELEME TEHLİKELİ OYUNLAR İÇERİR.
"Bütün dünya bir sahnedir.
Ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncu; girerler, çıkarlar.
Bir kişi birçok rolü birden oynar."
Shakespeare
Oğuz Atay'ın okuduğum ikinci kitabı ve ben yazarı çok beğendim. Kullandığı dili, ustalık isteyen mizahı ve
Podcast: Edgar Allan Poe Bütün Öyküleri (iki bölüm)
Edgar Allan Poe Bütün Öyküleri üzerine Youtube'da Okur Sohbetleri kanalımda yayınladığım yazar ve eserleri hakkındaki düşüncelerimi, okuma deneyimlerimi, ilgimi çeken hikayeleri yayınladığım videoları ilgilenenler ve Poe hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için paylaşmak istiyorum.
I. Cilt: youtu.be/ULlO_wdGwJc
II. Cilt:
Anlatılan bizim hikayemiz...
Gözlerinin çevresinde sevgi kırışıklıkları olan adam yazdı. Çizimlerine yansıyan , kalemine yansıyan dolu dopdolu bir kalpten çıkan en temiz duygular. Odamdaki kelebekte rüya ile gerçek çizgisi şeffaflaşıyor. Dut ağacının altında yaşanılan gerçekler hisler ve çiçekler ve ufuk çizgisi. Yaşanan talihsizlikler buna rağmen ay ışığında umut ve gerçek sevgi mücadelesi. Balıklar domuzlar da ironi ve mizah iç içe. Hissedilen duygular gerçek, çok gerçek. Ufuk çizgisinde saklı, olmaz denenler ve iyi ki oldular. Çoğalan güzellikler, yaşanan şükürler... Öyle değerli ki şahit olmak bir kalbin dokunuşuna, hissedilen sımsıcak duygulara. Her gün doğumunda ve gün batımında uzakta ama yanında -yakında, kalbi gibi- olduğunu bilmek hissetmek. Tertemiz havayı içine çekmek gibi yüreğin dolması güzelliklerle. Benim iyikim. Adanmış bir eserin muhatabı olmak; değerli, derin ve çok özel. İlkim, sevgilim,
Kitabı açtığınızda öncelikle çok farklı bir dille karşılaşacaksınız. Bu bir roman fakat yazar hınzır, muzip, kıvrak bir dille adeta sizin dikkatinizi kendi üstünde toplamak için sizinle birebir konuştuğu, deneme türüne daha yakın bir ilk bölümle karşınıza çıkıyor. Bahsettiği şeyler sıradanlıktan o kadar uzak ki ben kitapta okumuş olduğum metaforların çoğuyla ilk kez karşılaştım. Bölümler ilerledikçe, size hissettirmeden dudağınızdaki gülümsemeyi yavaş yavaş silip yerini hüzne bırakıyor. 9. ve 10. bölümde ise bence asıl yükselişi gerçekleştirip okuru ters köşeye yatırıveriyor. Konuyla ilgili çok ipucu vermeyeceğim, zaten isim-kapak küçük nüanslar veriyor. Bana göre konu eşsiz, kurgu kusursuz. Bu kitap benim için çok güzel bir deneyim oldu. Yerini bulacağına inanıyorum. Samimiyetle tavsiye ederim.