Muammer Ünal

Anadolu İrfanı!...
Bazen de "Odasına varılmıyor köpekten" mısraıyle başlayan çok hayasız oyun havasını söylerdi. Bu sonuncusunun havası ve ritmi kadar ten hazlarını zalimce tefsir eden başka eserimizi tanımadım...
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
İnsanın, Yunus'un şiirine kelimeler eşyanın kendisi olarak gelirler, diyeceği geliyor.
Bu binaları yaptıran, kan içinde yüzen, haris mağrur ve dindar vezirler etraflarında her şeyin en güzelini, en sanatkarcasını istiyorlardı.

Reader Follow Recommendations

See All
Konya
Sağlam ruhlu kendi başına yaşamaktan hoşlanan, dışarıdan gösterişsiz, içten zengin Orta Anadolu insanına benzer. Onu yakalayabilmek için saat ve mevsimlerine iyice karışmanız lazımdır.
Reklam
"Bir şairle karşılaşmak her zaman hayırlıdır. Şair, dervişin kardeşidir. Onun ne vatanı vardır, ne de dünya nimetlerinde gözü."
O gece, sabahın ilk saatlerine kadar, "Bir ölüyle randevu'yu" okudum. Hırçın kar, dışarıda karanlığı pul pul dağıtıyordu.
"Kadını belirleyen sesi. Susunca, sanki başkası. Konuşması kişiliğine yeni bir boyut ekliyor, yok yok, yanlış söyledim, kişiliğinin temel boyutu, sesi."
Reklam
Halkı kurtarmak için bunlarda laf tonla, aralarında liberali, solcusu, tutucusu, komünisti, keynesçisi ne bileyim her boku var, var ama komprador kültür dairesi içinde kaldıklarından, ulusal bir birleşimi gerçekleştiremediklerinden, kurtarmak istedikleri halka yabancılar, halk bunları geleneksel, "gavur" imgesi ile özdeşleştiriyor.
Hep bilmez miyiz canım, köy enstitülerini kim savunur, solcular, Yunan-Latin kültür temelini kim savunur, solcular, vs. vs...
İsmet Paşa diktası dönemine eriştiniz mi? Ne belalı dönemdi o, jandarma tahsildar bir yana, imansız devlet kapitalizmi bir yana, nasıl bir kültür politikası uygulaması tutturmuştu: Yunan-Latin tabanı üzerinde halkevleri ve köy enstitüleri aracılığıyla en ücra köylere kadar yayılacak bir eğitim seferberliği! Eski Yunan ve Latin klasikleri çevirtiliyor, yayımlanıyor, liselerde Latince Yunanca dersleri konuyor, Türk musikisi Ankara radyosunda yüzde on oranında düşürülürken, sabah müziği diye Anadolu bozkırına muset'te orkestralarının akerdeon sesleri salıveriliyordu.
Tanzimattan sonra Türk aydını demek, aslında yabancı bir kültürü benimsemiş, kendi kültürünü çağına uyduramamış bir adam demektir.
Tuhafınıza gidecek, benim Türk musikisi'ne eğilmem, Paris'te olmuştur. Bu dediğim 50 yıllarında oluyor. 50 yıllarında bir Türk solcusu için Türk musikisini ciddiye almak ihanete yakın bir şeydi.
884 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.