Rüمeysa
@mnzvii
Mühürlü kalbinizin; bir gün açılmasını dilerim.
Necip Fazıl Kısakürek
184 okur puanı
Eylül 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Obezite sıralamasında Türkiye ve bazı Müslüman ülkelerin ilk sıralarda yer alması, Müslümanların İslâm'la aralarındaki ilişkiyi bir kez daha gözden geçirmesini gerekli kılıyor.
Türkiye obezitede Avrupa birincisi, dünyada ise sekizinci. Türkiye Obezite Araştırma Derneği'nin verilerine göre erkeklerin yüzde 24'ü, kadınların yüzde 31'i obez. Toplam Türkiye nüfusunun en az yüzde 65-70'i obezite tehlikesi altında. Amerika obezite tedavisi için yıllık en az 200 milyar dolar, Türkiye ise en az 5 milyar dolar harcıyor.
Vücudun ısı yapısı da mevsim gerekliliklerine göre değişeceğinden, kış ve yaz mevsimlerinde yemek miktarında küçük değişiklikler yapmakta yarar vardır. Beden, kışları ısıyı içerde tutarken, yazın ise dağıtır. Bu nedenle kışın daha ağır ve yaza nisbetle biraz fazla yenilebilir, ancak yazın hafif ve daha az yenilmesi gerekir.
Okur Takip Önerileri
Yiyecekler için ölçü vermek gerekirse bir kepçe pilav, bir kepçe sulu yemek, birkaç kaşık yoğurt ve/veya birkaç kaşık salata midenin üçte birine denk gelebilir.
Mide hastalık evidir. Perhiz ise her devanın başıdır.
Genetik değişiklik helâl değildir.
Neslimize Sahip Çıkın
"O, yeryüzünde bozgunculuk yapmağa, harsı' ve nesli yok etmeğe çalışır. Allah ise bozgunculuğu sevmez."
(Bakara, 2:205)
" Şeytan: 'Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler.' Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz, o apaçık bir hüsrana düşmüştür."
(Nisâ, 4:119)
Şûrâ, 42:30
"Başınıza gelenler, kendi ellerinizle yapıp ettikleriniz yüzündendir."
Az yiyen olur veli / çok yiyen olur deli
Az yiyen olur âlim / çok yiyen olur zalim
Az yiyen olur melek / çok yiyen olur helâk
Şimdi vayt çaklıt mokasız güne başlayamıyoruz Petro'cuğum!
İspanyol seyyah Petro hâtıralarında eski hâlimizi şöyle aktarıyor: Türkler yemeğe pek düşkün değiller. Bana kalırsa yaşamak için yerler, yoksa çok yemekten zevk duyduklarından ötürü değil. İyi bir huyları vardır, yemekte hiç laf etmezler. 'Karnımızı doyuran Allah'a çok şükür' derler.
Yeme İçme Adabı
Muhyiddin-i Arabî hazretleri yeme içme adabını şöyle özetler:
•Besmelesiz başlama,
•Acıkmadan yeme,
•Yemeğe hep en son sen başla,
•Yerken acele etme,
•Acele etmeden lokmayı teennî ile ortalama olarak al,
•Taamı çiğnemeden yutma ve iyice çiğne,
•Diğer lokmaya elini uzatırken de besmele çek,
•Sofrada yalnız bile olsan hep kendi önünden ye,
•Sofradakilerin yüzüne ve eline bakma,
•Daha fazla yemen konusundaki ısrarlara aldırış etme,
•Zarûreti kadar ye,
•Sofradan mideni doldurmadan kalk,
•Nimeti hazırlayana teşekkür et,
•Bu rızkı veren Allah'a gereği gibi şükret ve
•Günde iki öğün ye!
Nezaket âbidesi olan Efendimiz (s.a.v), dışarı çıkacak kişilerin, soğan ve sarımsak gibi muhatapları rahatsız eden gıdaları yemeden çıkmalarını isterdi. Gâye bu tür gıdaları yasaklamak değil, sadece cemiyetteki diğer fertlerin rahatsız olmamasını sağlamaktı. Bu durumda sigara içen, deodorant ve ağır parfümler kullananların aynı bahiste değerlendirilmesi gerekir.
Yiyiniz İçiniz Ancak İsraf Etmeyiniz!
2009'da Nature dergisinde yer alan bir habere göre, dünyada yılda 13 milyar ton yiyecek çöpe atılıyor. 2014'te ülkemizde yapılan resmi açıklamaya göre ise üretilen her iki gıdadan biri çöpe gidiyor. Bu israf, Ramazan ayında daha fazla artıyor. Özellikle lüks oteller, lokantalar, restoranlar, işyerleri, okullar ve hastanelerde çöpe giden tonlarca yemek artığının çevreye verdiği zarar da ürkütücü boyutlarda. Çöpe atılan bu binlerce ton yemek, depolandıkları çöplüklerde çok tehlikeli metan gazının oluşmasına da neden oluyor.
Modern hayatın dayattığı bencillik sofrada da kendini gösteriyor. Ayaküstü atıştırmaya indirgenen yemek kültürü, sofranın ortasına konan taamı birlikte yemek yerine ayrı ayrı kâse ve tabaklara taşıdı.
Sizden kim bir şey yerse Bismillâh desin. Bidâyette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: Bismillâhi fi evvelihi ve âhirihi ( Başında da sonunda da Bismillâh).