" Bu odanın duvarlarından, kaç gölge geçti sayamadım. Üzerime kaç kez kan sıçradı sayamadım. Zihnimin beni kaç kez öldürdüğünü de sayamadım... Korkuyorum, korkuyorum çünkü şunu fark ettim; ölümden korkmuyorum. En çok da bu korkutuyor ya beni. Bu gün o küçük kızın doğum günü ama çok yalnız göründü gözüme, terk edilmiş, kimsesiz kalmış, hissizleşmiş. Hayat enerjisini almışlar ondan, hevesini... en önemlisi gülüşünü çalmışlar. Ve bir kez daha gerçekler tokat gibi suratıma çarpıyor, o kız benim. "