“ Saat on ikidir, söndü lâmbalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana.. ”
"Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar... Su kenarında
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni."
Sezai Karakoç
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler ne için yaşarmış
Sayfa 18Kitabı okuyor
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
Sayfa 18Kitabı okuyor
Açma pencereleri, perdeleri çek:
Monna Rosa, seni görmemeliyim,
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa, ben öteliyim...
Açma pencereleri, perdeleri çek.
Sayfa 16Kitabı okuyor
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim;
Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura.
İşte vurmadı gökler bana gem,
Dinmedi içimde kopan fırtına.
Sayfa 9Kitabı okuyor
Yağmur Duası
Ben geldim geleli açmadı gökler;
Ya ben bulutları anlamıyorum,
Ya bulutlar benden bir şeyler bekler.
Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum..
Ben geldim geleli açmadı gökker.
Sayfa 8Kitabı okudu
“ Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.. ”
Monna Rosa
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
“ Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur. ”
Ne zaman yandı elin,
Ne zaman ellerini yaktı hâtıram?
Ne zaman bir yüzük gibi taktı hâtıram.
Parmağına, bu gizli ve acı işareti, gelin.
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi.
Sırrımı söylüyorum vefakâr balıklara;
Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.
Koyverip telli pullu saçlarını rüzgâra,
Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara...
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim;
Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura.
Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim,
İtimat edeceğim şu belâlı yağmura.
Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim
Asılmış bir adamın iki eli yağmura.
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.