Tepinme ya da yalan, dalkavukluk ya da küfür, kaçınılmaz olarak, kendi deyişiyle her zaman lambacılar olacaktır gibi zararlı bir fikre sonuç olarak da, mademki "sonunda gene aynı yere varılacak", kapitalizme karşı savaşım vermek zahmetine değmez gibi zararlı bir fikre gelinir. Bu "obur papazlar" gerçekte dinsel anlayışla yoğrulmuşlardır. Kendileri batmıştır, tarihi de batırmaya çalışırlar. Ve bunun içindir ki, gülüşlerinde bir sahtelik akar: umutsuzdurlar.
Bununla birlikte pek çok kimse fontanelle'in gülü gibi konuşurlar: "güneşin altında yeni bir şey yok." "Her zaman zenginler ve yoksullar olacaktır. " Savaşın sonu gelmez."vb.. Hiçbir şey bu sözde bilgelikten daha aldatıcı değildir. Bu, insanı edilginliğe, işi oluruna bırakan bir güçsüzlüğe götürür. Tersine, diyalektikçi, değişmenin, her şeyin içindeki bir özelliği olduğunu bilir.
İşte diyalektiğin ikinci çizgisi buradadır: değişme evrenseldir, gelişme kesintisizdir.