O papatyaya bakmak için gözlerini çevirince Ahu uzun kirpiklerini izliyordu.
"Seviyor."
Kalbi daha ne kadar hızlı atabilirdi?
"Sevmiyor."
Hayal kırıklığı ne kadar çok olabilirdi?
"Seviyor."
Bir erkek bir kadına en fazla ne hissettirebilirdi?
"Sevmiyor."
Bir erkek bir kadını en fazla ne kadar kırabilirdi?
Derin nefes aldı Ahu, işkence gibiydi. Kaç yaprak kaldığına bile bakamıyordu.
"Seviyormuş."
Papatyanın koçanına bakmak aklına geldiğinde sarı dokunun etrafının boşalmış olduğunu gördü. Gülümseyerek başını kaldırdı. Ölme Ahu, görecek günlerin var kızım. Yeşil gözlü dev bizi seviyor...
"Bu sene bir değişiklik var," diyen Ahu, karşıyı işaret edince Cansu dönüp baktı, gülümsedi.
"Sen âşık oldun Ahu, bakışlarını göremiyorsun."
Dönüp Ahu'nun yüzündeki o ilk aşkın verdiği tatlı gülüşleri zihnine kazıdı Cansu.
"Oldum galiba, kayıp parçamı bulmuş gibiyim. Tamam, çok erken ama öyle hissediyorum. Dün gece bir kitabı iki saat tartıştık. Bana saygı duyuyor, kibar ve tatlı. Yanılmam ne kadar olası?"
"Bunun bir açıklaması olsa ben hayrını görürdüm Ahu. Erkekler kumar gibidir, bazen kazanır bazen kaybedersin. Şans, kader.. Adına ne dersen de. Ama şu da var: Çoğu zaman eksiler gözümüze görünmüyor, sonra durup, 'Ben bunu görmezden geldim,' diyorsun.
Eksileri varsa bir düşün."