Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Mehtap
Mehtap
@mplmhtp
Oku ve dünyayı sessize al.
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi / OMÜ
5 January 1993
118 reader point
Joined on February 2020
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Bazı şeyler tesadüfen çıkmaz ya karşımıza işte bu kitap benim için öyle oldu. Köşe bucak kaçtığım yaralarıma dokundu. Ne kadar çok dokunmadan, hissetmeden, söylemeden yaşıyoruz gizli gizli. Ne kadar çok uzağız yaşamaya.
Nelerden kaçıyoruz. Nelere tutunuyoruz.
Velhasıl içimde koca bir boşluk açtı.
O kadar çok alıntı aldım ki. Satır satır yüreğime dokundu her biri. Hatta bazı satırları tekrar tekrar okudum. Sanki kendi kendimle konuşurmuş gibi. Bu kitap benim kaçtıklarım, korktuklarım, tutunduklarım; Hülya'm olmuş.
Eksik kalmış ne varsa, unuttuğumuz ne kalmışsa, bizi neyin kimin yarım bıraktığını bulmak ve onlardan arınmak umuduyla yaşamaya devam edeceğiz ...
"Dünya , dedim, kuyuysa bile, ille de düşecek değiliz ya!"
Kitap hakkında ilk cümlem' ben gencecikken neden böyle kitaplar yoktu' oldu. Genç derken şöyle lise zamanlarımda :) O yüzden genç arkadaşlarıma sesleniyorum ve okumalarını tavsıye ediyorum. Belli kalıpların sizi şekillendirmesine izin vermeyin. Okuyun, sorgulayın, düşünün gençler! İlerleme kaçınılmaz göreceksiniz ama bu ilerlemenin nasıl olduğunu sonuçlarını da irdelemeyi unutmamak adına başlangıç niteliğinde bir kaynak size.
Durdurulamayan İnsanlık: Dünyanın Hâkimiyetini Nasıl Ele GeçirdikYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 2022825 okunma
Çocukluğumuzu, ilk gençlik yıllarımızı, yetişkinliğe doğru giden ve daha sonra hayatımızın tüm süreçlerinin her anında kendimizden bir parça bulacağımız bir kitap. Ben okurken içimin sızladığını hissettim.
Öncelikle bir kadın olarak kendimizi her anımızla, doğrularımız ve yanlışlarımızla kısacası her zerremizle sevip sarmalıyız, affetmeliyiz. Her birimiz bir kalıbın içine sıkıştırıldık, buna alışmaya çalıştık. Zorla yada gönüllü.. Kendimizi suçladık, sustuk ve yıprattık. Kimsenin bizi sevmesini, affetmesini, iyileştirmesini beklememeliyiz.
Daha çok toplumun dayattığı o zincirleri kıran ve kendine yol açan kadınlara ihtiyacımız var. Ve işte o kadınlar sayesinde kendine güvenmeyi öğrenecek ve birer birer tüm kalıpları yıkacağız. Toplumda oluşan yaraları iyileştirip bir kadın ve bir anne olarak gelecek kuşaklara da aktaracağız.
Reader Follow Recommendations
Kitabı okurken çok zorlandığımı ve aslında ekoloji konusunda ne kadar yetersiz olduğumu hissettim ve bu konuya daha fazla kafa yormaya karar vermemde yardımcı oldu.
Kitapta basımdan kaynaklı hatalarla karşılaşacaksınız. Ve yazar alıntılar yaparak çok fazla konu bütünlüğünü bozmuş. Kitap sanki tez çalışması gibi alıntı yapılarak yazılmış, sürekli başka bir yazarın alıntılarını okuyarak kitabı bitirceksiniz. Ve alıntısı yapılan kitapların bilgisini şu şekilde sayfaların arasında bırakmış (1966, ...... ,..........) gibi. Okurken dikkatimi dağıttı. Şahsen alıntıların en arka sayfada veya sayfanın alt kısımında belirtilmesi taraftarıyım.
Yazar ekolji ideolojisini çok detaylı bir şekilde açıklamış, diğer ideolojilerle ortak veya farklı yönleri üzerinde durmuş, çevrecilik ve ekoloji ayrımını detaylandırmış, yapılabilecek sosyal, siyasal, toplumsal dönüşümlerden, politikalardan bahsetmiş. Çok dolu dolu, yoğun bir kitaptı.
Keyifli olumalar.
Kitabı büyük bir keyifle okuyacağımı düşünürken hayal kırıklığına uğradım. Gazete köşe yazıları derlenip toparlanmış bir kitap olarak karşımıza çıkmış, yani 2000 öncesi yaşanan olayların detay vermeden yorum olarak üsünde durmuş. Bir bölümde futboldan bahsederken, bir bölümde açılışı yapılan bir yapıdan, bir bölümde sanatsal faliyetlerden, bir bölümde siyasilerden, bir bölümde AB ilişkilerinden bahsederken konudan konuya atlatıyor. Şahsen içerik araştırmasında dikkatli olmadığım için hatalıyım. Konu itibariyle kopukluğu sevmeyen okurlar için uyarı mahiyetinde bu incelemeyi yapıyorum.
Şunu da eklemek isterim, günümüzle karşılaştırma yapmaya çalışırsanız aslında hiç bir şeyin değişmediğini, sadece şahısların, mevkilerin ve zamanın değişmiş olduğunu da görecek ve yine büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaksınız.
Kitap bittiğinde kalbimki hafifliği, uçuşan kelebekleri, umudu anlatacak kelime bulamıyorum.
Hayatımızın anlamsızlığını bulmaya çalışırken aslında ne kadar çok şey kaybettiğimizi, her anımızda bir şeylere dokunup yeşerttiğimizi unutuyoruz.
Müthiş bir hikaye.
Kişisel gelişim adı altında kitapları atıp kurtulmak isteyeceksiniz.
Hayatımızın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.
Kitabın sonuç bölümünde dediği gibi ;
"Ucuz şeylerimiz sihirli biçimde kendilerini yaratmadı. Fikirlerin, fethin ve ticaretin modern dünyadaki şiddetli bir simyası aracılığı ile ortaya çıktılar. Bu simyanın merkezinde en başından beri birbirine geçmiş bir dizi ikilik vardı:
Toplum ve Doğa,
Sömürgeci ve sömürgeleştirilen,
Erkek ve kadın,
Batı ve diğerleri,
Beyaz ve beyaz olmayan,
Kapitalist ve işçi. "
..
Kapitalizmin tarihini bilinen o tarih kitaplarının aksine çarpıcı, açık ve akıcı bir şekilde anlatmış. Hatta şöyle omuzlarımızdan tutup 'uyanın!' deyip sarsarcasına; hiçbir şeyden kaçınmadan, çekinmeden...
Kitabı hiç acele etmeden, notlar alarak, bazı bölümlerini tekrar tekrar okuyarak, hatta yakın arkadaşlarıma da okuyup anlatarak bitirmeye gayret ettim.
Kitaptan alıntılar yapıp merakınızı daha fazla söndürmek istemiyorum, kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
Emin olun dünyaya bakış açınızı sarsıcı bir şekilde değiştirecektir.
Keyifli okumalar :)
"Evet, senin kim olduğunu biliyorum. Üç beş yıl sonra ölüp gidecek ve dünyadan izi silinecek bir fanisin. En ufak bir hastalık alıp yerden yere vurabilir seni. Bir dakika sonra başına ne geleceğini bilemezsin. Onca malı mülkü, parayı, rüşveti de yanında götürmene gerek yok.
Nedir bu ihtiras?
Nedir bu kavga?
Nedir bu yetinmeme?"
...
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun!" tavrına verilecek cevabı bu Livaneli'nin.
...
Bu küçük anekdodu kulağıma küpe yaptım.
Kitabın her satırını da içime sindire sindire okuyorum.
