Her şeye karşın, yüreğin belleğinin kötü anıları sildiğini, iyileri büyüttüğünü, geçmişe katlanmayı bu hile sayesinde başardığımızı bilmeyecek kadar gençti daha.
İnsanların her zaman annelerinin onları dünyaya getirdiği zaman doğmadıkları, yaşamın onları bir kez daha, hem de sık sık kendi kendilerinden doğmaya zorladığı düşüncesine kaptırdı kendini
Mantık, kuşkusuz iyi şeydir, ama olup olacağı bir mantıktır ve insanın düşünme gereksinmesini gidermekten öteye geçemez; oysa istek yaşamın ta kendisidir, hem de en basit bir davranıştan yüce mantığa kadar
İnsanlar mutsuz oldukları zaman daha çok hata yaparlar. Herkes üzüntüden içmez mi? Ben de üzüntüden buraya geldim. Şimdi söyle bakalım iyilik bunun neresinde? Biz.. Biraz önce... Seninle... Eee... Birlikte olduk... Ağzımızı açıp da birbirimize tek bir laf bile söylemedik. Sonra ikimiz de bir yabani gibi gözlerimizi birbirimize dikip bakmaya başladık. Sence bu mudur sevişmek? İnsanlar böyle mi birleşmeli? Sence bu rezillik değil de nedir?
Mantığınızın çıkar konusunda yanıldığını hiç düşünmediniz mi? Belki de insan yalnızca refahı sevmiyor, refah kadar da acılardan hoşlanıyordur. İnsanoğlu için acıların refah derecesinde yararlı olması da mümkündür. Şurası kesindir ki, bizler, acıyı bazen tutkuya varan bir sevgiyle severiz