Birkaç sosyal bilimcinin insan duygusunu araştırdığı bir sırada Tomkins insanlık deneyiminin merkezinde idrak kabiliyetinin veya davranışın değil duygunun yattığını öne sürdü. Dört ciltlik muazzam çalışmasıAffect,imaginery,Consciousness’da(Duygulanım, imgelem, Bilinç) Tomkins, duygulanımların veya “biyolojik duyguların” kişi belirli bir duyguyu hissettiğinin daha bilincine bile varmadan önce yüzde ortaya çıkan tepkiler yoluyla tespit edilebildiği duygulanım teorisi kavramını tanıttı. Tomkins duygunun “yaşamın şifresi” olduğuna ve “ayrıntılara yeterli dikkat gösterildiğinde şifrenin kırılabileceğine” inanıyordu
Ne yapalım kanunlar böyle (!)
Doktoranızı yaptığınıza dair bir belge yok muydu elinizde? Amerika'da da diploma daha sonra veriliyor. Bitirdiğinde eline bir belge veriliyor. Diyelim doktora için bütün koşulları yerine getirmişsin. doktora için hak kazanmışsın, diploma bir yıl sonra dekan tarafından veriliyor. Kabul edilmedi belge, "Diplomayı göreceğiz" dediler,
Reklam
Çağımızda K. A. Wittfogel, oriental despotism başlıklı kitabında tarihi perspektif olarak Montesquieu ile aynı görüşü benimsemektedir. O da despotik rejimleri coğrafi koşulların belirlediği bir idare tarzı olarak tespit etmektedir. Wittfogel'in tezine göre Mısır, Mezopotamya ve Çin'de nehir taşmalarını kontrol altına almak için muazzam bir kanal sistemi kurmak ve idame etmek zarureti bu bölgelerde, tüm halkı mutlak bir idarenin emri altına koymayı gerektirmiştir. Çünkü kanal sisteminde en ufak bir ihmal, herkesin felaketiyle sonuçlanır. Böylece bu imparatorluklarda su işleri siyasi rejimi belirlemiştir. Sistemi ancak ve ancak despotik bir rejim idame ettirebilirdi. Buna bağlı olarak olarak bir toplumun bütünüyle karşılaştığı hayati bir tehlike, bir zaruret, toplumun mutlak bir otoritenin emri altına girmesi sonucunu doğurmaktadır.
Bir gün İstanbul'un yedi gazete başmuharriri, İzmit'e davet edildi. Orada Halide Adıvar, Doktor Adnan ve Kızılay'dan Hamit Bey hazır olduğu halde, Atatürk, eşsiz bir tarihí münakaşa açtı. Her biri- mize ayrı ayrı şu suali sordu: -Hilâfetin istikbali (geleceği) hakkında fikriniz nedir? Her birimiz, kendi kanaatimize göre bu suale bir
Sayfa 138 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Cüneyd'in çaresizlikle ilgili muazzam bir tespiti var. Çare arayanlara "Çare, çareyi terk etmektir", der.
Hepsini toplu olarak kendi içimde görüyor ve muazzam bir tespit yapıyor, korkunç bir şeyin ve muhtemelen malum korkunç şeyin farkına varıyorum: Baba benim!
Sayfa 103 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
637 öğeden 641 ile 637 arasındakiler gösteriliyor.