"Meksiko'da her gün çıkan Excelsior adındaki İspanyolca gazetenin 11 Ağustos 1937 tarihli nüshasında Peru kıtasının tarih vesairesi hakkında verilen çok uzun malumat arasında: Peru'da kâin olup İnkalardan evvelki zamanlardan başlayarak bugünkü Peru yerlilerinin de büyük bir kudsiyet atf etmekde berdevam oldukları (Titikaka) namındaki mukaddes gölü hac maksadile ziyarete gelen yerlilerin dinî ziyaretlerine başlamadan evvel bu mübarek gölün suları ile dinî bir tarzda abdest almak mecburiyetinde berdevam oldukları izah edilmektedir ki abdest almak usulünün de müslümanlığa Güneş Kültü'nden girmiş olduğunda şüphe bırakmamaktadır." -Tahsin Mayatepek
Sayfa 212 - Kaynak Yayınları
Maddecilik şiiri ortadan kaldıramaz. Bir gün gelecek şiir ve sanat gene varlıklarını, özgürlüklerini, güçlerini duyuracaklar. Cennette sağlıklı bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar. Yeryüzünde kirli ruhların üstün geldiğini, pısırık ruhların da duruma yas tuttuğunu gördükçe bıyık altından gülüyorlar. Şiir mi batacak? Sanat mı silinip kalkacak yeryüzünden? Hiçbir zaman! Basitlik mi alacak onların yerini? Ne münasebet! Hayır. Şiir, sanat hâlâ yaşıyor; yalnız yaşamakla kalmayıp insan ruhuna egemen oluyorlar, insan ruhunu yüceltiyorlar. Onların mübarek etkisi her yerde yaygın olmasa hepimiz cehennemde olurduk şimdi... Kendi basitliğimizin, küçüklüğümüzün cehenneminde!
Sayfa 516Kitabı okudu
Reklam
«İyiliği arttıramadığım gün, benim için mübarek değildir.»
Hadis-i ŞerifKitabı okudu
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (s.a.v.) NAAŞINI ROMA'YA KAÇIRMAK İSTEDİLER Hicret-i Nebeviyye'nin 14. yılında Çaryar-1 Güzin ve Ehl-i Beyt-i Tahirin, söz birliğiyle, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) mübarek naaşının bulunduğu kabrin dört tarafına hendekler kazap kargir binalar üzerine eski tarz bir kubbe inşa ederler. Ar dindan
Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin! Desem ki... İnan bana sevgilim inan, Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen, Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol; Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini, Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Reklam
SİZ KİMSİNİZ?
Size soruyoruz, kimsiniz siz? İslamı, Müslümanları ve örtünenleri bir savcı, bir hakim edasıyla sorgulamaya yeltenenler, size söylüyoruz! Erdemliliğin, faziletin ve efendiliğin amansız düşmanları! Medyaya çöreklenen yılanlar! Söyleyin kimsiniz siz? Evet, siz kimsiniz? Siz bu mübarek toprağın insanına hiç benzemiyorsunuz? Cevap verin, kimsiniz
Sayfa 100Kitabı okudu
Bayramlar Bayram Ola -2-
Ana, bu bayram mı? . Aman çok ayıp Çocukken gördüğüm bayramlar hani? Mübarek elleri öpüp, koklayıp Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani? Hani ya o özlem, hani ya o tad? Ne dışım kaygusuz, ne içim rahat Haftalar öncesi her gün, her saat
Sayfa 50 - Kadim Yayınları
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.