Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

MÜGE KAYA

Ölümü hak etmeyen masum ve temiz insanların ruhları, şüphesiz ki bir gün aynı kaderi yaşayan masum insanların bedeninde can bulacaktır. İlahi adaletin çarkları işte o vakit dönmeye başlayacaktır. Tabiattaki hiçbir varlığın gücü o çarkı durdurmaya yetmeyecektir. Çünkü kader, görünmez bir el tarafından yeniden yazılacaktır. Ve iyilerin intikamı, kötülerin günahından daha acımasız olacaktır. Bedel yoksa hak yerini bulmaz.
Reklam
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır derler. Sustular ve o şeytana dönüşmeyi tercih ettiler. Oysaki isteseler değişebilirlerdi. Kirli bir soydan geliyor olmaları değişmelerine engel değildi. Seçimlerini iyi ve onurlu insan olmaktan yana kullanabilirlerdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
..kafesinden kurtulmak istiyorsan önce canın pahasına kafesi parçalamayı göze almalısın.
Gündüzleri çok sıcak oluyor burası ama ben geceleri çok üşürüm, benim için rüzgarın sesini kısmasan bile üzerimi örter misin?
Reklam
Benim için aşk buydu; aşk, sevdiğin çocuğun sevdiği kız için dinlediği o şarkıyı dinlerken ağlamaktı. Aşk, sırf onu bırakıp giden olmamak için ondan sonra ölmeyi dileyebilecek kadar aklını kaçırmaktı. Aşk, üç harften oluşan ama milyonlarca cümlenin bile ifade edemediği duygu tamlamasıydı.
Şimdi o çocuğa iyi bak, sen onu büyüten o küçük kızı almışsın elinden, o da senden onu unutarak intikamını alıyor.
" Ve içinden ağlayacaksın, biliyorsun; dinleri ayırabilirsin, dilleri ayırabilirsin, renkleri ayırabilirsin ama bütün insanlar aynı dilde ağlar. Aynı dilde çekeriz acımızı, bundan kaçamazsın. İntihar etmek istersen kurtaracaklar mesela çünkü onlar herkesi kendi öldürmek isteyecek. Yaşamak koyacaklar bunun adını, sen ne demek olduğunu belki de hiç bilemeyeceksin."
"Herkes alıp başını gitmek isteyecek, sen sadece onu bırakıp... Her şeyi kendi içinde yaşamayı öğrendiğin zamanlar olacak. İçinden seveceksin mesela."
"Hep daha çok yakacaklar canını, sırf daha çok yaz diye. Onlar vurdukça daha çok yazacaksın. Daha çok. Hep daha çok. Bir gün yazamayacağın kadar acıtacaklar canını, elinden kanlar sızarken sen daha çok yazacaksın. O kadar ki akan kan yazdığın mürekkebi kapatacak, o kadar ki kendi kanınla doldurup kalemi yine de yazacaksın. O son darbe öldürecek mi yoksa durdu sandığın kalbi hayata mı döndürecek sen karar vereceksin. En zor kararları hep sen vereceksin. Savaş bitti sandığın zaman kaybedeceksin mesela, savaş hiç bitmeyecek. Batmasaydı eğer Titanik, kimse sesini duymayacaktı; yanmasaydı eğer Anka, küllerinden doğmayacaktı."
Reklam
Okuduğum o kitaptaki gibi öldükten sonra bir yıldız olacaksam eğer, bütün evrene Baran Tandemir'in sesini parlamak istiyordum.
Seni ilk kez yeniden gördüğüm zamanı hatırlayabilsen keşke. Her şeyi unutup o günü hatırlayabilsen. O bar taburesinde nefesini kirleten votkanın yanına bırakılan bardağımı hatırlasan. Sonra gözlerinle beni ezip geçtiğini, ruhundaki o kocaman yarayı gördüğümü hatırlayabilsen. Sonra ben anlatsam sana. Bir yaz günü peşinden hiç bilmediğim sokaklara girip çıktığımı karşına oturan insanlara ne söylediğini, ne söyleyip de onları güldürdüğünü merak ettiğimi... Ve sana nasıl karşı konulamaz bir şekilde aşık olduğumdan bahsede bilsem. Ah, bayım, ben sizi tanıdığımdan beri bulutların üzerindeyim.
Elbette o romantik filmlerdeki ya da hayallerdeki gibi bir kumsala gidip, ateş başında şarkı söyleyen ve benimle ilgilenen gitarist oğlana değil, sessizliği yüreğine mühürlenmiş mavi gözlere tutulacaktım.
Beni benden alıyorsunuz bayım, beni benden alıp gözlerinizin mavisine katıyorsunuz.
Alice bile mutlu kalmamıştı harikalar diyarında. Aptal masalın en başından beri oradan çıkmaya çalışmamış mıydı?
444 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.