Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Türk Şair, Ak'ademisyen ve Yazar
Dilaver Cebeci
Dilaver Cebeci
'nin kalemınden' kadın 'ı ele aldık keyıfle.. farklı bır yolculuğun donuna geldik, kendımce konuyla ilgili bır iki kalem edip gideyım "Divan edebiyatı (Klasik Türk edebiyatı, divan edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı, havas edebiyatı, saray edebiyatı, enderun edebiyatı, klasik
Divan Şiirinde Kadın
Divan Şiirinde KadınDilaver Cebeci · Panama Yayıncılık · 201734 okunma
Kırılganlığımızı bize hatırlatan, belirli bir derdin bir anda ortaya çıkıvermesi değildir: Zamanın bağrından aforoz edilmemizin elikulağındalığını bize gösterecek olan, daha muğlak, ama daha şaşırtıcı uyanlar durur önümüzde.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
376 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle belirtmek isterim ki romanı okumamın üstünden bir hayli zaman geçti. "Bazı olayları bütünüyle unuttuğumdan da hiç kuşkum yok. Hatırladığıma göre bu yıllar birbirine benziyor, hareketsiz ve sıkıcı geçiyordu. Yalnız, ta içimden gelen bir dirilme, yenilenme, yeni hayata kavuşma isteğinin umutlanmak için kuvvet, sabır verdiğini iyi hatırlıyorum." Bu sisli ve muğlak beynin arka planında kalan hafızanın hatırladığı kadarıyla görsel hafızasını çok sevdiğim bir roman olmuştu. Yer yer sıkıldığım kısımlar olmuştu lakin genel hatlarıyla beğenmiştim. Hapishane hayvanlarının anlatıldığı kısımlar da çok hoştu kanımca, anlatım ve aktarım açısından. O günlerde pek evden çıkmıyordum. Roman okumak sayesinde delirmekten kurtuldum dediğim birkaç ânı hatırlıyorum. Mevzubahis olan beynimin düşünecek bir şey bulamayınca kendini kemirmesiydi. Romanları kemirmesi daha iyi haliyle:) Balkon kapısının bitişiğindeki duvara yaslanıp son kalan sayfalarıda bitirdiğimde pamuk gibi bırakmıştı beni birkaç düşünceyle. Dostoyevski üslubu işte. Roman okumayı sevmemin nedenlerinden biride bu. Son olarak o an yazdığım bir dörtlüğü de eklemek istiyorum. Neden ruh yalnızlıkta kendini hasta eder ? Ruh en sonunda derinlere iner. İnsan arayıp konuşmak ister, aptallıkla sıyrılmak diler. Çünkü yaşamın boşluğunu daha fazla öğrenmek ruhunu deler.
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,6bin okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
Say Yayınları'nın baskısı özelinde konuşmak gerekirse kitabın anlaşılabilmesi(!) konusunda kafayı yemişler. Kitaptan önce uzunca bir giriş vardı. Ütopya fikrinin geçmişinden, dönemin olaylarından falan bahsediyordu. Bu tarz girişleri seviyorum, kesinlikle faydalı oluyorlar. Yalnız bu sefer, belki de kitabın içeriği gereği aşina olmadığım
Utopia
UtopiaThomas More · Say Yayınları · 201620,4bin okunma
Hep öyle değil midir, dil hep davranıştan daha yavaş, daha belirsiz ve muğlak.
"Hayatın tadını koku, renk, çiçek gibi hislere hitap eden eşyada bulanlar, esas itibariyle felsefelerini, son derece muğlak fikirlere istinad ettirirler. Ve aslında kadın denen o anlaşılmaz mahluk, müphem arzularının menşeini, esrarlı riyaziye muaddelerinin girdâbında teşekkül ettirir."
Reklam
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
İnsanları yüceltmeden, oldukları gibi göstermeye özen gösteren Euripides bazen şartların değişmesiyle davranışları­ nı tamamen değiştirebileceklerini göstermekten çekinmiyor. Herakles'in çocukları can havliyle bir tapınağa sığınarak kendilerine merhamet gösterilmesi için yalvarırlarken, şart­ ların değişmesiyle Herakles'in annesi Alkmene esir alınan düşmanının öldürülmesini isteyebiliyor. Heraklesoğulları Euripides'in günümüze gelen en kısa tragedyasıdır. Eserin kısalığı ve Makaria'nın kurban edilişi konusunun biraz muğlak anlatılması orijinal metnin büyük bir kısmının kaybolmuş olabileceğini düşündürüyor. Nite­ kim Stobaios Heraklesoğulları'na ait olduğunu iddia ettiği birkaç dizeyi kaydetmiştir. Kitabın sonunda bu dizelerin çe­ virisi de veriliyor.
Heraklesoğulları
HeraklesoğullarıEuripides · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022134 okunma
Küçük umutlar ve muğlak varsayımlar yıldırım hızıyla hâlâ gözünün önünde beliriyordu.
Fırın işçileri gibi işlerine zayıf ya da yüzeysel bağları olan kişiler açısından, limanda oturup beklemek için hiçbir neden yoktur. Yolculuğa çıktıklarında, terfi veya ücret artışı gibi kimi kilometre taşlarına rastlasalar da, muğlak yatay hareketler, geriye dönük kayıplar ve içinden çıkılmaz ücret skalaları bu kilometre taşlarını siler. Dolayısıyla, kişinin kendisini toplumsal olarak konumlandırılması, geçmişin sınıf sistemindekine göre çok daha zor hale gelir.
Sayfa 99 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
OKUR'UYUZ YAZAR'IN: PEYAMİ SAFA
Kitap incelemelerinin yanında çok kitabını okuduğum yazar incelemeleri (araştırmalarım değil yorumlarım doğrultusunda) yapmak mantıklı geldi ve "Okur'uyuz Yazar'ın" adlı bir seri oluşturmak istedim. Bu seriyi de en sevdiğim yazar olan
Peyami Safa
Peyami Safa
'yla başlatıyorum. Psikolojik tahliller, dış görünüş betimlemeleri ve diyalektik
Reklam
408 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Sarmal Beni de Sarmaladı...
Osmanlı Kuruluş Tarihi hep ilgimi çekmiştir 2. sınıftan bu yana Konu ile alakalı tüm literatürü toplamaya ancak bu sene başlayabildim Yani YL 'sımın Tez Döneminde Cemal Kafadar Fuad Köprülü Gibbons Sencer Divitçioğlu Lınder Emecen İnalcık gibi hocalara ait tüm külliyatı toparlamaya çabalıyorum Bu anlamda en enteresan bulduğum çalışma da şüphesiz Kuruluş Sarmalından Kurtulmak Zira gerçekten bir Sarmal sunulmuş ama sonuçta o Sarmalından çıkılamamış bir öz ortaya konamamış Ama bütün telakkilerin ekollerin incelenip irdelenmesi de muhteşem olmuş Çok güzel bir bibliyografya sunulmuş Kaynakçadan literatüre dair çok fazla kaynak buldum ki bu şahane birşey oldu Ancak sonuç biraz zayıf gibi herşeye rağmen Yazar ne diyor o muğlak mesela...
Kurtuluş Sarmalı'ndan Kurtulmak
Kurtuluş Sarmalı'ndan KurtulmakAhmet Demirhan · Dergah Yayınları · 20192 okunma
Boş yere...
"Çok yaman bir durumun içerisindeydim, sanki boş yere muğlak bir denklemin içinde çırpınıp duruyordum."
Fihrist
Arkadaş sözcüğünün neden kıdemleri yok
“Arkadaş” sözcüğü o kadar belirsiz, muğlak ve yetersizdi ki, India veya Henry Young’ları tarif etmek için kullandığı bir sözcüğü Jude için de kullanmak saçma geliyordu.
Ruh gözlerini gerçeğin ve varlığın ışıttığı bir nesneye çevirdiğinde onu yakalar, bilir ve kusursuz bir anlayış edinir. Ancak karanlığa batıp çıkan, doğup ölen, gelip geçici şeylere çevirdiği zaman onları belli belirsiz ve muğlak görür. Bir görüntüden diğerine atlar durur, aklı çalışmaz bir hale gelir.
Sayfa 370
Ruhumun selameti, pamuk ipliğine bağlı. Niyetim muğlak, vaziyetim muallak, akıbetim meçhul. Bekleyip göreceğiz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.